1971'lerde bir yazar aşkı, yerini tutabilecek bir şeyle tatmin olamayan karmaşık ve ilişkisel bir süreç olarak niteliyor ve insanın acı çekecek bir şey bulamayınca, tek bir kişiyle de olsa, gerçek bir mahremiyete her zaman ihtiyaç duyduğunu söylüyordu.