Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Bir Gün Mutlaka
Bu gün seviştim, yürüyüşe katıldım sonra  Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu  yaz  Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür  gümbür bir telaş  Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne  güzel, düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!  Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz  kafalılar! Ey sadrazam!  Sevgilim on sekizinde bir kız, yürüyoruz bulvarda, sandviç  yiyoruz, dünyadan konuşuyoruz  Çiçekler açıyor durmadan, savaşlar oluyor, her şey nasıl  bitebilir bir bombayla, nasıl kazanabilir o kirli adamlar  Uzun uzun düşünüyor, sularla yıkıyorum yüzümü, temiz  bir gömlek giyiyorum  Bitecek bir gün bu zulüm, bitecek bu han-i yağma  Ama yorgunum şimdi, çok sigara içiyorum, sırtımda kirli  bir pardesü  Kalorifer dumanları çıkıyor göğe, cebimde Vietnamca şiir  kitapları  Dünyanın öbür ucundaki dostları düşünüyorum, öbür   ucundaki ırmakları  Bir kız sessizce ölüyor, sessizce ölüyor orda  Köprülerden geçiyorum, karanlık yağmurlu bir gün, yürüyorum  istasyona  Bu evler hüzünlendiriyor beni, bu derme çatma dünya  İnsanlar, motor sesleri, sis, akıp giden  su  Ne yapsam...ne yapsam her yerde bir hüzün tortusu  Alnımı soğuk bir demire dayıyorum, o eski günler geliyor        aklıma  Ben  de çocuktum, sevgililerim olacaktı elbette  Sinema dönüşlerini düşünüyorum, annemi, her şey nasıl  ölebilir, nasıl unutulur insan  Ey gök! senin altında sessizce yatardım, ey pırıl pırıl  tarlalar  Ne  yapsam...ne yapsam...Dekart okuyorum sonradan...  Sakallarım uzuyor, ben bu kızı seviyorum, ufak bir yürüyüş  Çankaya' ya   Bir pazar, güneşli bir pazar, nasıl coşuyor yüreğim, nasıl karışıyorum insanlara  Bir çocuk bakıyor pencereden hülyalı kocaman gözlü nefis  bir çocuk  Lermontov' un çocukluk fotoğraflarına benzeyen kardeşi  bakıyor sonra  Ben şiir yazıyorum daktiloda, gazeteleri merak ediyorum,  kuş sesleri geliyor kulağıma  Ben mütevazi bir şairim, sevgilim, her şey coşkulandırıyor   beni  Sanki ağlayacak ne var bakarken bir halk adamına  Bakıyorum adamın kulaklarına, boynuna, gözlerine, kaşlarına   yüzünün oynamasına   Ey halk diyorum, ey çocuk, derken bende bir ağlama  İlençliyorum bütün bireyci şairleri, hale gidiyorum portakal  almaya  İlençliyorum o laf kalabaklıklarını, kurumuş yürekleri,  bireyin kurtuluşunu filan  İlençliyorum o kitap kurtlarını, bağışlıyorum sonradan  Uzun kış gecelerinden sonra kim bilir nasıl olur her şey   Uzun kış gecelerinden sonra, masallarda anlatılan  Durup durup bunları düşünüyorum, bir sevinci bir hüzün  izliyor arkadan  Yüreğim ipe sapa gelmez bir bahar göğü, Türkçe bir yürek   kısaca  Beklemek usandırıyor, telaşlı telaşlı bir şeyler anlatıyorum  sağda solda  Bir otobüse biniyorum, inceliyorum bir böceği tutarak  kanatlarından merakla  Yürürdüm eskiden baharda, o yıkıntıların ve çayırların  olduğu alanlara  Aklıma şiiri gelirdi o yaşlı Amerikalının, sonbaharı anlatan  şiiri  Çayırlar vardı o şiirde, baharı anımsatan ne de olsa  Böylece yeniden hazırlanıyorum bir coşkuya, yeniden   sokaklara fırlamaya  Kendimi atmak için bir uçurumdan balıklama  Büyük ve mavi bir şey izlenimi var bende, gördüğüm   filmlerden mi ne  Bir şapka, telaşlı bir gök, sıcak yapay bir dünya  Anlat anlat bitmiyor, bitmiyor bendeki daüssıla  Bütün sevgilerimi harcayabilirim bir çırpıda, yağmurlu o  yollar geliyor aklıma  Benzin kokuları, ıslak direkler, babamın esmer bir somun   gibi tombul ve sıcak elleri  Uyurdum. Bir de bakmışsın yeni bir film sinemada, şehirde  yeni bir kız, kahvede yeni bir garson  O üzgün ve sabahlıklı dururdu balkonda...  Şimdi ne var hüzünlenecek burda, nedir bu çatlatan  yüreğimi bu telaş  Sanki ölecek gibiyim, sanki birazdan polisler gelecek ya da   Gelip alacaklar kitaplarımı, bu şiiri, sevgilimin   fotoğrafını duvarda  Soracaklar babanın adı ne, nerde doğdun, teşrif eder  misiniz karakola  Dünyanın öbür ucundaki dostları düşünüyorum, öbür   ucundaki ırmakları  Bir kız sessizce ölüyor, sessizce Vietnam' da  Ağlayarak bir yürek resmi çiziyorum havaya  Uyanıyorum ağlayarak,  bir gün mutlaka yeneceğiz!  Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey ithalatçılar, ihracatçılar,  ey  şeyhülislam!  Bir gün mutlaka yeneceğiz! Bir gün mutlaka yeneceğiz!  Bunu söyleyeceğiz bin defa!  Sonra bin defa daha, Sonra bin defa daha, çoğaltacağız  marşlarla  Ben ve sevgilim ve arkadaşlar yürüyeceğiz bulvarda  Yürüyeceğiz yeniden yaratılmanın coşkusuyla  Yürüyeceğiz çoğala çoğala... 
Sayfa 24 - Tekin Yayınevi
·
527 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.