Aşk tenzili rütbedir, bir kadın çıkar karşına, yıllarca sabrederek keşfettiğin galaksindeki tüm yıldızları bir bir söküverir o nazik ve narin elleriyle, sen sadece bakakalırsın o ellere.
Ve bir şiir gelir aklına; " ...ellerinden belli olur bir kadın denizin dibinde geziyor gibi"...
Her rütbede biraz daha küçülür, ufalır, erirsin. Unutursun tüm bildiklerini. Dinlersin dudaklarindaki ahengi.
Ve bir şarkı tutturursun, hiç dinlemediğin, biraz arabesk, bayağı arabesk, yok yok bildiğin arabesk bu "...ellerin kadınısın seni sevemem..."
Kalbin konuşur, dilin susar; senin yanında zaman kartalın keşfi kadar keskin, av'ın kaçışı kadar hızlı. Okursun gözlerindeki merhameti sonra üzülürsün tabi.
Ve tabi kitaplar hiç okumadığın, sırf o okuyor diye. Her kitapta okursun onu harf harf satır satir.
Nedir bu bana uğrayan böyle zamansız, şair yolu yarılamışken.
Ve şarkılar hiç dinlemediğin.
Ve kitaplar hiç okumadığın.
Ve şiir ahhhh ahh.. "Bağışla"
"Ya zamanından çok erken gelirim
Dünyaya geldiğim gibi
Ya zamanından çok geç
Seni bu yaşta sevdiğim gibi"(ErRayn)