Ben şiiri ciddiye almıyorum ki zaten, yeter ki şiir beni ciddiye alsın! Davetsiz misafirdir, pat diye gelir o, ya bir Afrika menekşesini, ya ölen bir delikanlıyı bahane eder, oturur karşıma, kaldırabilirsen kaldır artık. Baudelaire öyle demiş ya: "Esin dediğin gelmesine nasıl olsa gelir, güçlük onu sepetlemektedir..."
Bekleyen belâsını da, mevlâsını da bulur demişler. Şiir ki hem belâdır, hem mevlâ, o halde beklemeyi bileceksiniz! Yalnız, beklediğinizi çaktırmadan. Sözgelimi; Taksim meydanı'nın (eskiden ama) ordaki saatin altında sevgilinizi bekler gibi, ortada dolana dolana, ıslık çala çala...hava alıyormuşsunuz sanki...Saatler saati beklersiniz, gelmez kâfir...Ne yapalım, bu sefer olmadı, bidaha sefere...