19. yüzyılda yönetici elit, merkezi bürokrasi, "devlet" için en iyi siyasetin, devletin bütünlüğünü korumak için Batı ile ittifak ve Batılılaşmak olduğunu ileri sürüyordu. Habsburg ve Romanov imparatorluklarının askeri emperyalizmi, Batılılaşma sürecini güçlendirme için bir neden oluyordu. Öbür yandan, sivil ve askeri bürokratlar, 19. yüzyılda imparatorluk sisteminin çöküşü sırasında, bağımsız Türk ulus ve kültürünün baş savunucuları olarak ortaya çıkacaklardır. Bu
bürokratlar, ı 9. yüzyıl reformcu bürokratlarını izleyerek, ilkin Tanzimat döneminde {1839- 1877) başlatılmış olan demokrasi ideallerinin köktenci taraftarı oldular. 1880'lerden itibaren, bir Osmanlı toplumu yaratmak ideali ile her vilayette pozitif
ilimleri öğreten idadi liselerinin açılması, aydın Batıcı bir kuşak yetişmesini sağladı. Atatürk nesli, bu temelde kurulan yeni askeri mekteplerde yetişti.