345 syf.
7/10 puan verdi
Bu kitap 2 bölüm şeklinde yayınlanmıştır. 20'li yaşların hemen başında okuduğumda sanırım o zaman üniversitenin ilk yıllarıydı, çok etkilenmiştim. Çünkü hem alana çok yeniyim hem de Freud'u tanımıyorum. Rüyalar gerçekten de yorumlanabilir mi? Hayır. Hiç bir rüya tamamı ile ne anlattığını yorumlayamazsın. Bu falcılık gibi olur. Freud bu kitapları 45'li yaşlarına doğru yapıyor. Yani alanında isim sahibi ve ne yaptığını bilen bir kişi olarak. İnsanlara rüya yorumları dediğin zaman sanki astroloji ile ilgili fikirler verecekmişsin gibi düşünüyorlar. Ah o gazetedeki burç yorumları yok mu! Ne ahmakça, ne çaresizce yazılmış şeyler. İşte bunlardan hemen sıyrılıp Freud ne demişe kısaca bakalım.
Sigmund Freud şu kitabı zamanında okumuştum. Hala basılıyor mu bilmiyorum ama Freud gençlik zamanında çok yakışıklı bir adammış. Skalayı şöyle tutayım; Kıvanç Tatlıtuğ bana göre çok yakışıklı bir adam. Sizde sizin için kimse ona göre kıyas yapın.
İşte bakın; cdn.britannica.com/86/195186-050-1...
Yaş ilerlemesiyle değil de afyon fetişi yüzünden bu hale geliyor. Bir de dudak altına aldığı bir uyuşturucusu vardı -adını unuttum- o da dişlerine çok zarar veriyor. Yukarıda belirttiğim kitapta sayısız resimle anlatıyordu. Tekrar okumam gerekiyor.
Freud, nevrozun “bastırma (repression)” mekanizmasından kaynaklandığına emindi ve bu kavram, psikanalizin temel taşı olacaktı. Onun için rüyalar bu şekilde yorumlanıyordu. Başka bir kitabında bahsettiği 0-6 yaş arasındaki yaşanmışlıklar tüm hayatımızı etkilerdi. Rüyalarda aşağı yukarı buna benzerdi. Çocukluk fantezileri ve yapamadıklarımızın hepsi derin bilinçaltına itilir ve gün geçtikçe ortaya çıkardı. Erkeklerin anneye, kızların ise babaya olan yaklaşımları çok farklıdır. Minik bir örnekleme yapmak gerekirse, küçük bir erkek çocuğu annesi ile yattığı zaman memnundur. Fakat babası gelip bunu engellediği zaman onun ölmesini ister. Hatta bazı kız çocukları ya da erkeklerde dahil anne ya da babasının ölümünü kavrayabiliyor. Küçük yaşta bunu kısıtlı kavrayabiliyorlar. Yani evet annem öldü ama akşam yemeğine gelecek mi diye düşünüp bunu dillendiren bir çocuktan örnek de vermişti. Ölüm onlar için buydu.
Rüya, insanın zihinsel ve bedensel özellikleriyle ilgili bir konu veya olgudur. Günlük olarak sayısız rüya görür ve bunları hep unuturuz. Rüya günleri tutan kişiler var. Aslında rüyalar günlük yaşantımızda yapamadıklarımızdır. Yani özgür kalan bilinçaltımız her istediğini yapardı. Eğer birine mi ulaşamıyorsunuz, rüyada o kişi ile istediğinizi yapardınız.
Rüyalar kaynağını ya egodan ya da idden almaktadır. Ayrıca rüyalar arzu tatmininden ibarettir. Oidipus kompleksini ortaya atan kişide kendisidir. Açılımı ise, psikanalitik teoriye göre karşı cinsteki ebeveyni sahiplenme ve kendi cinsinden ebeveyni saf dışı etme konusunda çocuğun beslediği duygu, düşünce, dürtü ve fantezilerin toplamı. Yukarıda anlattığım erkek çocuğun anneyi sahiplenme güdüsü gibi.
Geniş açılımındaki tanımda şöyle diyor; Kişilik gelişiminin 3-5 yaş dönemi Freud tarafından fallik dönem olarak adlandırılır. Freud, bu yaş döneminde erkek çocuğun annesine karşı duyduğu aşk nedeniyle babası tarafından cezalandırılacağı korkusu sonucu yaşanan karmaşaya Odipal kompleksi adını vermiştir. (Vikipedi)
İşin özü çok uzunca yazılası ve konuşulası bir konudur. Okumanızdan ziyade bol bol araştırmaya da iten bir kitaptır. Freud'u tanımadan bu kitaba başlamayın yoksa yanlış anlayabilirsiniz.
·
305 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.