Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

144 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
13 günde okudu
Tam Tadında
Neşe Cengiz
Neşe Cengiz
Hanım sitede incelemeleriyle ve öyküleriyle tanıdığımız, şimdilerde karşımıza ilk öykü kitabıyla çıkan, yazarlığa acemi bir dille değil üzerinde çalışıldığı belli bir kalemle giriş yapmış değerli bir hanımefendi. Kendi adıma birinin ilk kitabını okurken bir parça endişe taşırım. Yeteri kadar adil olabilir miyim, beğenmezsem ifade edebilir miyim, sadece teşvik mi etmeliyim gibi sorular içime doluşur. Ama her zaman dürüst olmanın en büyük destek olacağı düşüncesiyle hareket etmek bence en doğrusu. Bu yüzden yazacaklarım gerçek düşüncelerim, samimi hislerim ve kitabın bende bıraktıkları olacaktır. Öncelikle birçok öykü okurunun keyifle okuyacağı bir iş konmuş ortaya. Aralarda edebiyata yaslanan ve son derece içe dokunan cümlelerle yetenek konuşturulmuş. Yazarın kesinlikle çok iyi bir gözlem ve empati yeteneği var. Karşımızdakini ne kadar incelersek inceleyelim bence bir yere kadar anlayabiliriz, anlaşılabilecek derece de haliyle kişinin algısıyla değişir. Neşe Hanım bunu gerçekten çok başarılı bir tarzda ortaya koymuş. Çoğu zaman 1. tekil şahıs kullanılarak anlatılan hikayelerde, okur metine saniyeler içinde giriyor ve karakter hangi ruh halindeyse ona çok rahat bir şekilde hisler geçiyor. Bu kadar farklı karakteri ortaya çıkarırken, merak ögesini de hep canlı tutmak bence büyük bir maharet. Sürekli beklenmedik noktalarla öyküyü diri tutmuş ve yüksek hayal gücünü cümlelerle varlığa kavuşturmuş. Bu özelliklerden dolayı, polisiye gerilim alanında bir kitap yazsa nasıl olurdu diye düşünmeden edemedim. Bence bu alanda da çok iyi işler ortaya koyabilecek biri. Sürprizler, hayal gücü, empati dedik ama hüzne de değinmek gerek. Yer yer isterse mizahta da gücü olduğunu gösterip, arada okurun sızlayan kalbini sıvazlasa da metinler hüzün ağırlıklı. Havaların sıcağı sakız gibi yakamıza yapışmışken, çoğunlukla öykülerde kalbim acıdığı için günde bir ya da birkaç tanesini okuyarak kitabı bitirdim. Bir hikayeye başlarsanız bırakmak mümkün değil, tıkır tıkır ilerliyor satırlar maşallah. Yalnız şunu eklemek gerek, https://1000kitap.com/resulbulama Abinin dediği gibi hüzün dediysek akla sakın ola arabesk bir şeyler gelmesin, acıların çocukları yok. Bir öyküde yer yer kullanılan ve tüm anlatılanları tek bir cümleyle derleyip toparlayıp önümüze koyan cümleler olursa, bu edebi lezzet oluyor işte. ‘’O sırada içeriden yayılan sıcak kokunun yaşama sevinci olduğuna yemin edebilirim.’’ Burada taze çıkmış ekmekten bahsediliyor. Hava soğuk. Öyküde tatlı bir babaanne torun ilişkisi anlatılıyordu. Koku hafızası denilen bir şey var, yaşadığına neredeyse inanacağımız karakterin burnuna gelen o ekmek kokusunun bıraktığı duygu gözlerden kalbe tatlı tatlı doluyordu adeta. Çok keyifli, çok hüzünlü, çok tebessümlü, mizahın çok dozunda kullanıldığı, kitabın en güzel öykülerinden biriydi. İster istemez Tiktok videolarında trend olmak için saygısızlık gösterilen yaşlılar aklıma geldi. Özümüzdeki iyiliği korusak ne kaybederdik? ‘’Üzerine bakkal kokusu sinmiş iki bisküvi’’ cümlesiyle bundan 20-25 yıl öncesine, bakkalı olan mahallelerin sosyal çocukluğuna gittim. Şu çayımıza pötibör bisküvileri doğrayıp mama gibi yediğimiz, küçük mutlulukların dolu dolu olduğu günlere. Bu öykü Kalanlar öyküsü, dizisi yapılsa yapılır tarzda. Haberleri izlerkenki hayıflanmalar kadar yüz buruşturan bir acıyla dolu. Altını çizdiğim birçok cümle oldu. Çok başarılıydı. Sadece -bence- ‘’Sendin giden, ağır yaralı olan bendim.’’ cümlesiyle bitirilseydi daha vurucu olabilirdi. Belki şimdiki çocuklara klişe gelen, sürekli atıfta bulunduğumuz o çocukluk zamanları onlara abartılı konuşuyoruz gibi gelebilir. Ama 90’ların ve belki daha öncesinin az imkanı içinde yaşanan mutlu günlerin tadı, şimdi yenilen bir yaş pastadan daha tatlı ve anlamlıydı, dönüp dönüp o günlere sarılmamızın çok nedeni var. İleride gelecek günlerin hüznüne göz kırpar gibi ismi konulmuş Ağlayan Pasta’larımız vardı bizim. Ağlayan Pasta da bizi o günlere götüren, bir çocuğun minik kalbi ve içine dolan doğum günü kutlama hevesini çok masum ve gülümseterek işlenmiş tatlı bir öyküydü. Çay İçsene ve Hücre Çekirdeği hikayelerini sevemedim. O kadar çarpıcı öykü içinde olmamış hissi bıraktılar üzerimde. Boncuklar öyküsü sonuna kadar güzeldi, her şeyiyle iyi gitti derken sonunu beğenmedim. Boncukları alıp dökme kısmına kadar karakter belki biraz daha mental olarak bir şeyleri yakmış gibi anlatılsaydı bu sonu, ona yakıştırabilirdim. Ama tek taşını klozete atıp sifonu çeken Petek Dinçöz tribini sanırım gayet aklı başında olan kadın kahramanımıza uygun bulamadım. Söylemezsek haksızlık olur noktalara gelince; internetten herhangi bir siteden sipariş verilip gelen kargonun içinden patlıcan ya da salatalık çıkmış gibi hüsrana uğratan, gözleri janjanlı paketi olan adamın kendisinde bıraktığı hayal kırıklığını ve ondan tiksinen kadını gerçekten güzel anlatmıştı. O koca karakteri bir de insanın yüzüne bön bön bakmaz mı?! :) Bir çocuğu, pasif yetiştirilmiş bir erkeği, öfkeli bir kız evladın içi içine sığmayan zeki karakterini, hüsrana uğrayan kadınları, katil bir kocayı, öğretmeni, köy büyüklerini, ölümle buluşan hayatları ve daha nicesini 18 öyküde bizlere sunan
Neşe
Neşe
Hanımın kitabını severek ve ilgiyle okudum. Nice kitabıyla edebiyat dünyasına ismini kazımasını dilerim.
Sesler Yüzler Sokaklar
Sesler Yüzler SokaklarNeşe Cengiz · Parya Kitap · 2022117 okunma
··
3.150 görüntüleme
Resul Bulama okurunun profil resmi
Kitaplar söz konusu olunca adına ister inceleme, ister değerlendirme, ister başka bir şey diyelim, okuduktan sonra en sık karşılaştığımız iki yol var ne yazık ki. Göğe çıkarmak, ya da yerden yere vurmak. Oysa tarafsız bir gözle, bir okur olarak dikkat çekilen yerlere parmak basılsa hem bu daha hakkaniyetli olur, hem de yazara da, okurlara da katkısı olur. Sen de tam bunu yapmışsın Kübra, kendine has üslubunla satır satır taramışsın. Öykü öykü gezmiş, finalde okumaya değer yönlerine vurgu yaparak tavsiye etmişsin eseri. Yani başlıkta ifade ettiğin gibi, "Tam tadında."
K. okurunun profil resmi
Teşekkür ederim abi, insanın bir sosyal mecrada da olsa tanıdığı birini okuması ve ona bir yazı sunması bir parça gerilimli. İncitmeden ve abartmadan bunu yapabildiysek ne mutlu.
5 sonraki yanıtı göster
Neşe okurunun profil resmi
İster tanınmış ister yeni bir yazarın kitabı olsun, okurken altını çizip, bize geçirdiği hisleri tartıyoruz. Biçimden tut da ifadeye kadar mutlaka yargılar oluşuyor zihnimizde. Bir anlamda yazar farkında olmadan okurun sınavından geçiyor. Ben de öğretmenin kanaatine güveni tam bir öğrencinin heyecanıyla okudum incelemenizi. Tanıdığınızın birinin yazdıklarını yorumlarken duyulan endişeyi anlarım. Gönül rahatlığıyla ifade edeyim ki adil, teşvik edici, dürüst ve samimi hislerle yazılmış bir incelemeydi. Tavsiyeleri not aldım. Hepsi çok değerli. Eleştirilenler de öyle. Onları da dikkatle yazdım not defterime. Yeni bir kitap için kolları sıvadığımda, sizden önce yorumlayan dostların kıymetli yorumlarıyla beraber pusulam olacaklar. Her cümlenizi ilgiyle okudum. Her birini sindirdim içime. Şurada ise bir müddet durdum: “...okur metine saniyeler içinde giriyor ve karakter hangi ruh halindeyse ona çok rahat bir şekilde hisler geçiyor.” Tuttuğum nefesi rahatça bıraktığım yerlerden biri oldu burası. “Tamam,” dedim. “Doğru yoldasın.” Okumanız, yorumunuz çok değerliydi sevgili
K.
K.
Anlatabilmek ne güzel, anlaşılmak ne güzel. Günümü güzelleştiren yüreğiniz dert görmesin. Nakış gibi işlenmiş incelemeniz için çok teşekkür ederim. 💐🥰
K. okurunun profil resmi
Rica ederim, heyecanınızı paylaşmak keyifliydi. ☺️
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.