Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

208 syf.
1/10 puan verdi
Evlilere ve evlenmeyi düşünenlere bu kitabı tavsiye edemiyorum
Evlenmeyi düşünen veya evli olan öğretmenlere kitapta geçen bazı önemli bilgileri kısaca aktaracağım ancak öncelikle kitaptan biraz bahsetmek istiyorum. Bu konu, öğretmenleri ve Milli Eğitim sistemimizi ilgilendiren bir konu. Basitçe "evlilik" diyerek geçiştirilecek bir konu değil. Çünkü çocuklarla ilgili, çocukların eğitimi ve geleceği ile ilgili. "İnsanlar var oldukça evlilik var olacak ve insanlık evlilik sayesinde gelişecektir". "Ve yine insanlar, evlilik sayesinde gelişecek ve daha da insanlaşacaklardır"  "Evlilik içinde çocuklar büyüyor, yarının toplumu böyle oluşuyor." Doğan Cüceloğlu, psikoloji alanında ülkemizdeki en önemli bilim adamlarından biri. Evlilik konusunda da kitap yazmış. Ancak evlilik gibi önemli bir konu, öyle karmakarışık hale dönüştürülmüş ki, bunu Doğan Cüceloğlu yazmış olamaz diyorsunuz okudukça.. Peki neden böyle olmuş? Çünkü kitaba onlarca kişi müdahale etmiş, herkes kendi ideolojisini kitaba sokmaya çalışmış, böylece kitap karmakarışık bir hale dönüşmüş.. Eline fırçayı ve boyayı alan herkesin, bir tabloyu kendi kafasına göre boyamaya çalışması ve tabloyu berbat hale getirmeleri gibi.. Elbette kitaptan öğrenilebilecek önemli bilgiler var. Ancak evleneceklere ve evli olanlara zarar verebilecek zehir gibi bilgiler de var.. Bunlara az sonra değineceğim. İyi ve güzel olan bir şeyi, kötü bir hale dönüştüren veya kendi menfaati için kullanmaya çalışanlara rastlarız, dünyanın her yerinde. Kurumlara, kişilere, düşüncelere kene gibi, virüs gibi yapışırlar ve onu berbat bir hale dönüştürüp bozarlar.  Doğan Cüceloğlu"nun kitabını da böyle yapmışlar. Önemli bir konu, önemli bir bilim adamı veya eseri mahvedilmiş.. ** Kitap, günlük yaşamda herkesin bildiği ve anladığı kavramlar yerine "yeni kavramlar" türetip, kitap boyunca sürekli bu yeni kavramları açıklamak ve anlatmak için çırpınmış..  Evirip çevirip aynı kelimeleri, aynı deyimleri, aynı kavramları sürekli açıklamaya çalışmışlar. Kitabın sonuna da bu yeni kavramlar için bir "sözlük" koymuşlar!.. KPSS Eğitim Bilimleri veya Felsefe kitapları gibi, konu anlaşılmaz bir hal almış. Sadece bölüm sonu soruları eksik!.. Eğitim ve kültür seviyesi iyi olan biri bile, kitabı anlamakta zorlanır. Halbuki evlilik ve insan ilişkileri çok önemli bir konu ve esas bunu okuyacak kitleye, kolayca anlayabileceği şekilde anlatmak lazım. "Doğan Cüceloğlu" adı, ticari bir amaç için kullanılmış ve içi boş bazı kitaplar basılmış diye düşündüm kitabı okudukça.. 200 sayfa kitabın 40 sayfası da kitap reklamı ile doldurulmuş. -Kitapta baştan sonra yeni kavramlar türetilip, daha sonra bu kavramlar açıklanmaya çalışılmış demiştim. "Değerler" konusu da "yeni bir din" gibi sunulmaya çalışılmış kitapta. Sevgi, saygı, empati gibi "Değerler" önemli ancak bu değerleri kullanarak "yeni bir din" oluşturmaya çalışmak veya dinsizlik propagandası yapmak saçmalıktır. Israrla dini konulardan ve dini terimlerden kaçış var kitapta. ** Kitaptaki konular o kadar çok dağınık ve bazı kelimeler o kadar çok sık tekrar ediyor ki, kitap kitap olmaktan çıkmış. Başına bölüm numaraları ve içindekiler listesi konulmasına rağmen, karmakarışık olmuş ve kitapta bir bütünlük yok. Bir romanı bile okurken, kafanızda bir şekil, konu bütünlüğü oluşur ve ne anlatıldığını anlarsınız. Bu kitapta ise içindekiler listesine rağmen böyle bir bütünlük yok. Kafanız karmakarışık oluyor. Bazı paragraflara müdahale edilmiş ve edebi bir şekil verilmeye çalışılmış. Ancak bunu yapmaya çalışırken, paragrafı anlaşılmaz bir hale sokmuşlar. Sürekli  "dans etmek" kelimesi geçiyor. "Kelimeler dans eder" , "Bakışlarımız dans eder" , "Yaşamla dans" gibi. Gerekli gereksiz o kadar çok yerde kullanılmış ki.. ** Doğan Cüceloğlu, konuşmaları ile, dili ile, anlatımları ile bizi mest eden biri. Peki, kitap neden bu hale geldi? Çünkü müdahale eden çok!.. Gidişi bile bir garipti Cüceloğlu"nun.. Kitaba müdahale edenler, liberal ve feminist duyguları ile kitabı berbat bir hale sokmuş. Liberal ve Feminist düşünce propagandasına dönüşmüş kitap. Doğan Cüceloğlu"nun kaleminden çok, feminist bir kadının kalemi göze batıyor.. Kitapta sık sık kullanılan örnek olaylar ve okur mesajları, sadece kadınlar tarafından yazılmış!.. Bu çok ilginç.. Aile sorunlarında erkeğin söylediği hiçbir şey yok mu? Ayrıca bu mesajların bazıları senaryo gibi görünüyor. Okurların gönderdiği iddia edilen bu mesajlar, belirli bir yerde kesilebilirdi ancak bu yapılmamış, okurların düşünceleri sanki "doğru" ve "olması gereken" gibi, kitaptaki konularla iç içe verilmiş. Bu ise kafa karışıklığı yapıyor. Kendi yaşantısını ve ahlak dışı prensiplerini kural olarak dayatmaya çalışmak, saçmalıktan başka bir şey değildir. Kitapta buna sık sık rastlıyoruz. Örnek: Eğer bir erkek eşini kıskanıyorsa, bu kesinlikle sevdiği için değilmiş!.. Yani onu sevmiyormuş.. Şu saçmalığa bakar mısınız? Hastalık derecesinde olan aşırı kıskançlıktan söz etmiyoruz, normal kıskanma.. Hayvanlarda bile olan "kıskanma" duygusu, bir insanda hiç olmamalıymış!.. Kitapta yer verilen bu düşüncenin sahipleri, elbette tahmin ettiğiniz gibi sorun yaşıyorlar ve ayrılıyorlar. Bu zihniyetteki bir ailede de mutlaka büyük sorunlar oluşacaktır. ** Ülkemizde, kadınları ve aileyi bilinçlendirmek ve desteklemek için yapılan çalışmalar, maalesef yuva yıkıcı ve ailedeki huzuru bozucu, zehir gibi tehlikeli fikirler içeriyor. Maalesef bu bilgileri doğruymuş gibi kullanan ve başkalarına da tavsiye edenler var. "Birey ol" diyerek bencilliği aşılayanlar, kararlı bir dozda olması gereken "kıskanma" huyunu, sanki aşırı kıskanma hastalığı gibi gösteren düşüncesizler var. İyi bir evlilik yapmayı başaramamış veya yürütememiş kişilerin, bu konularda ahkam kesmesi ne kadar tuhaf.. "Nikah" ve "evlilik öncesi cinsellik" konusunda uç fikirleri olan birinin, evlilik konusunda yazılan bir kitaba katkı sunanlar arasında yer alması, kitabın neden bu kadar kötü olduğunu anlamak için yeterlidir!.. Filozofların bile çözemediği konularda, rastgele kişilerin kural-kanun kayar gibi cümleler kurmasını tuhaf buluyorum ve bu konuda, Fransız Filozof Jules Payot"un şu sözünü çok beğeniyorum: "Psikolojinin temel kuramlarını hiçe sayarcasına, saygın filozofların güzel güzel kelimeler kullanarak, insanın bakışına at gözlüğü takmaya çalışan fikirler ileri sürmesi çok saçma" Maalesef son yıllarda kötü huyları iyi gibi, iyi huyları hastalık gibi gösteren kişilerle karşılaşıyoruz ve bu yalan yanlış bilgiler virüs gibi yayılıyor. Bunlara bir örnek de "Mükemmeliyetçilik" kavramı. Kaliteye önem vermek, işini sağlam yapmak, görevini yerine getirmek sanki sorunlu bir kişilikmiş gibi lanse ediliyor. Kötü bir aileden gelen kişiler böyle olurmuş.. Yuhh artık.. Ahlakı savunmak ve tavsiye etmek de "ahlaksızlık" gibi gösteriliyor. Neden? Çünkü ne idüğü belirsiz birileri öyle demiş.. O dediyse ayet mi, doğru mu, kanun mu?  İçinde yaşadığı toplumu yok sayarak her ahlaksızlığı yaşamak isteyen ve "el alem ne der" deyişi ile alay eden ahlaksızlar da var. Buna benzer yanlışı doğru, doğruyu yanlış gösteren birçok kalıplar mevcut. ** Kitaptan alınabilecek bilgilere gelirsek.. Evet, bu oldukça kısa ve az. Aslında kitapta verilen bilgilerin hepsi 5-10 sayfa ancak tutar. Dağınık ve sürekli tekrar eden bilgiler nedeniyle sayfalar artmış ve kitap anlaşılmaz bir hale gelmiş. 1- Mutlu bir ailenin; evlenmeden önce atacağınız adımlarla ve yapacağınız doğru eş seçimi ile mümkün olabileceğini iddia ediyor kitap. Zaten o nedenle kitabın adı "Evlenmeden önce". Evlendikten sonra oluşacak sorunların çözümü kitapta yok denecek kadar az. "Mutlu bir evlilik için adımlar evlendikten sonra değil, evlenmeden önce atılmalıdır." "Bir insanın kiminle evleneceği, onun yaşamının en önemli kararıdır." Çoğu kişi, evlilik ve aile hayatı konusunda araştırma yapmadan, bilgi edinmeden, rastgele bilgilerle evlenip yuva kuruyor. Arkadaş seçimi, insan ilişkileri, evlilik öncesi cinsellik konularında kulaktan duyma bilgilerle hareket ediyor. Rastgele, tesadüfen ve bilinçsizce.. Evlilik öncesi süreç, evlendikten sonraki süreç gibi mutlu bir yuva kurmanızı etkiliyor. Öncesi de sonrası da bilinçli bir davranış gerektiriyor.. Kitabın iç kapağında bu düşünce şöyle geçiyor: "Mutlu bir evlilik önemli bir başarıdır, bilinçli bir gayret gerekir". Yeni kurulacak bir ailenin mutluluğu tesadüflere, rastgele davranışlara bırakılamaz. Evet, bu konuda bilinçli davranışlar gerekir. Aslında mutsuz bir evlilik de bilinçli bir gayret gerektiriyor!.. Aileyi huzursuzluğa sürükleyecek yanlış davranışları bile bile yapan kişileri çevrenizde mutlaka görmüşsünüzdür. 2- Müstakbel eşin ailesi mutlaka incelenmeli diyor. Eğer eşiniz şiddet, kavga, boşanma, korku dolu bir aile ortamında yetişmişse, evliliğiniz süresince bunun etkisini eşinizde göreceksiniz ve eşinizin olumsuz davranışlarının temelinde bunlar yatar diyor. Kitapta sürekli tekrar eden bir kavram var. "Korku Kültürü" içinde yetişmiş birey. Görüyor musunuz? Bir çocuğun mutlu bir yuvada yetişmesi ne kadar önemli.. Babası annesini aldattığı için boşanmış bir ailede büyüyen kadın, bu duyguyu çok net tarif etmiş: "Dolayısıyla ben aldatılan kadına, dünyada en çok sevdiğim kadında şahit oldum ve en güvenmem gereken erkeğin, asla güvenilmeyeceğini babamda gördüm. Bunu dünyamda tanıdığım diğer insanlarla bağdaştırmanın doğru olmadığını çok net biliyor olduğum halde, ruhuma söz geçiremiyorum. Sadece hareketlerimi dizginleyebiliyorum." İşte bu nedenle sorunlu bir ailede büyüyen kişilerle yapılan bir evlilikte, sorunların oluşabilme ihtimali yüksek ve kitapta bu defalarca vurgulanmış. Demek ki boşanma bu kadar basit değilmiş.. Zincirleme olarak herkesi etkiliyor.. Ailedeki en küçük sorunda hemen boşanmayı önerenler, destekleyenler, teşvik edenler, acaba neden ailede sorun oluşmaması veya oluşan sorunların çözülmesi için önceden eğitim vermez de sadece "boşan" diye destek olur? Boşanmanın yollarını arayanlar, neden geçinmenin yollarını öğrenip çabalamıyor? 3- Müstakbel eşin ailesinin önemli olmasının diğer nedeni olarak; aile içi sorunları genelde erkeğin veya kadının ailesinin çıkarıyor olması gösterilmiş. Kaynana eve aşırı müdahil olunca sorunlar başlıyor. Kadın veya erkek tarafındaki ailelerden birinin bilinçsizliği önemli bir sorun olarak ele alınmış. "Eşlerimizin ailelerini çoğu zaman kendi ailelerimizden daha çok görüyoruz ve birçok evliliğin sonlanmasının en büyük sebebi aileler oluyor." 4- "Evlenince onu değiştiririm" düşüncesinin yanlış olduğu, daha ilk başlarda çatışmaların yaşanabileceği hatırlatılıyor. Eşinizi değiştirmeye çalışmak riskli.. Evlenmeden önce kaygılarınızı, beklentilerinizi, değerlerinizi not alın, konuşun, çözün, kararlaştırın diyor. Kariyer mi önemli, maneviyat mı önemli,  aile mi önemli, çocuk mu önemli, gösteriş mi önemli? 5- Aile statülerinin de yakın olması öneriliyor. Köylü-şehirli, aşırı zengin-fakir gibi. Eşlerden birinin "aşağılık kompleksi" oluşturmaması için bu konuya dikkat çekilmiş. 6- Siz ne için evleniyorsunuz? Karşınızdaki kişini evlenme amacı ne? Evlilikten beklentileri ne? Bunu da düşünmemiz bekleniyor. Aceleyle, telaşla, olumsuz bir durumdan veya ortamdan kurtulmak için yapılan evliliklerde, ilerleyen yıllarda sorunlar ortaya çıkabilir. 7- Görücü usulü evlenmek de bir tanışma şeklidir. Önemli olan eşler üzerinde baskı oluşmaması. 8- Sadece güzel, yakışıklı, çekici diye evlenilmez diyor. Azıcık bir ilgi görünce hemen aldanıp evlilik planları yapmayın diyor. Bunlar mutlu bir aile kurmak ve devam ettirmek için yeterli şeyler değil diye üstüne basa basa söylüyor. Sadece cinselliğin itici gücüne aldanıp evlilik yapılmaz, evlilik ve aile konusunu öğrenin, biraz araştırın, bilgi sahibi olun, olgunlaşın diyor. İçiniz ısınmıyorsa, sadece cinsellik için evlilik olmaz, cinsellik geçici diyor. 9- Evlilik öncesi cinsellik yaşamayı basit bir biyolojik veya mekanik aktivite olarak gören kişilerin de mutlu bir evlilik yapamayacağı ve sorunlar yaşayacağı anlatılıyor. "İlişkide cinselliğin gizemini, kutsallığını kaybetmesi ilişkiyi sıradanlaştırır, anlamsızlaştırır." Cinsellikte; bedenlerin haricinde ruhların da birleşmesi gibi bir duygu varmış. Aslında bunu herkes az çok çevresinde görmüştür. Evlilik öncesi cinsellik yaşamış birinin eşiyle arasında güçlü bir ruh bağı, duygusal bağ oluşmadığı fark ediliyor. 10- Evleneceğiniz kişinin iyi bir insan olması, birbirinizi seviyor olmanız; mutlu bir evlilik için yeterli değil diyor. Evet, burayı iyi okuyun lütfen. Sevdim, aşık oldum, ruh ikizim, çok iyi bir insan, tahsilli diyerek evlenenler, eğer iletişim becerileri yetersiz ise ve evlilik olgunluğu yoksa, mutlulukları bozulabilir diyor. Peki ne yapacağız? Bu sürecin nasıl yürütüleceği öğrenilecek ve bilinçli bir gayret gösterilecek. 11- Evleneceğimiz kişiyi tanıma çalışmaları için; birlikte seyahat, alışveriş, projede birlikte çalışmak gibi yöntemler tarif edilmiş. Bu süreçlerde göstereceği davranışların bize önemli ipuçları vereceği söyleniyor. Çocuğunuzun; evlenmeyi düşündüğünüz kişi gibi olmasını istiyorsanız, olumluysa, razıysanız, o kişi doğru kişi olabilir diyor. 12- Eşler birbirine güvenebilmeli. "Güvenlik" kaygısı olmamalı diyor. Korku, kaygı, güvensizlik, keder, öfke olumsuz duygular. Eşinizi başkasının yanında ve toplumda rencide etmeyin diye uyarıyor. Bu önemli. Kiminle, nerede, ne zaman ve nasıl konuşulacağını bilmeliyiz. Sevgi, saygı, merhamet, empati, dürüstlük, şeffaflık olumlu duygular. En çok da "Saygı" üzerinde duruluyor.  Saygı duyabileceğiniz biri ile evlenin. Empati konusunda güzel bir düşünce: "Senin ne anlattığın değil, onun ne anladığı önemli." 13- İnsanların hayvanlardan önemli bir farkı da "anlam arayışı" içinde olmasıdır. Eşlerin "inanç" ve "değer" sahibi olması, maneviyata önem vermesi gerektiği üzerinde duruluyor. Bu düşünceler de mutlu bir evlilik için gerekli şartlardan biri olarak anlatılıyor. "İnanç ve değerler ilişkinizin pusulasıdır." 14- Yeni evlenen kişilerin, düğün-nişan ve ev hazırlığında gereksiz yere masraflar yapması, israf derecesinde borca girmesi, yıllarca taksit ödemek zorunda kalmaları, evliliğin temellerini sarsar diyor. Birlikte emek vererek, güçlükleri beraber aşarak yaşamak, yuvayı sağlamlaştırır. Bir okur mesajı: "Zamanla her şeyimizi tamamladık. Salonumuza halı aldığımızda, bütün gün mutluluktan yerde oturduğumuzu hatırlıyorum da iyi ki dayalı döşeli bir gelin evine girmemişiyiz diyorum." ** Evlendikten sonraki süreç için, kitaptaki bilgi çok az demiştim. Okurlardan biri, gönderdiği mesajda bunu şöyle ifade etmiş: "Yeni kitabı okuyan evli ve mutsuz biri, - Ben yanlış kişiyi seçmişim, artık bizim için umut yok - diyerek karalar bağlayacağına, -Yeterince çaba harcarsam bizim için de bir umut var demek ki - duygusuna ulaşsa ne iyi olurdu." Evlendikten sonraki süreç için kitapta geçen az sayıdaki bilgilerden bazıları:  -Haftanın belirli günleri için birlikte yapacağınız özel etkinlikler planlayın. Özel yöresel yemek, gezi vb. küçük etkinlikler.   -Onu mutlu etmek için bir şeyler yapın. -Her konuyu, ailenin iyi niyetine bağlamak ve ona göre düşünmek. Bir okurun mesajı: "Ona saygımdan her konuda fikrini alırı, danışırım, haber veririm, çünkü o benim can yoldaşım."  Başka bir okurun mesajı: "Çünkü ne olursa olsun aslında ikimiz için en iyisini istediğimizi biliyoruz."  -Bu ilişkide güçlü taraf kim olacak, hakimiyet kimde olacak düşüncesinde olmayın. Hakim olmaya değil, bütünün parçası olmaya çalışın. Bir okurun mesajı: "Sen ve ben gafletini aşıp biz olanların rızkıdır aşk." -Tartışmayı uzatmanın yanlış olduğunu bilin. Büyük aile sorunlarının hepsi, küçük tartışmaların uzaması ile büyümüştür. Bir okurun mesajı: "Eşimle yaşadığımız tartışmalarda sonrasında ona duyduğum öfkenin sevgiyi nasıl bastırdığını defalarca gördüm."  Başka bir okurun mesajı: "İkimizden biri sinirliyken diğerinin alttan alması gerektiğini çoktan öğrendik" -Kişi her zaman değişebilir; ancak bunun kaynağı kişinin kendisinden gelmelidir. -"Benim için özel bir değerin yok, senin gibi sürüsüyle kadın/erkek var" düşüncesi tehlikeli. "Sen benim için değerlisin, teksin; hiç kimse senin yerini dolduramaz" duygu ve düşüncesi olmalı. -Mutlu eşler; eve giren paranın nasıl yönetileceği ve ev işlerinin kimler tarafından ve nasıl yapılacağı konusunda konuşup uzlaşabilmiş kişilerdir. ** Kitabın sonuna doğru, Doğan Cüceloğlu"nun "Bitirirken" bölümünde bazı güzel düşünceleri var. Evet, bu düşünceler, Doğan Cüceloğlu"nun değiştirilmemiş, müdahale edilmemiş orijinal düşünceleri ve bu fark ediliyor: "Çocuklarımızın hangi okullardan mezun olup hangi mesleklere gireceği anne-babalarının üzerinde titizlikle ve dikkatle durduğu bir konu. Ne var ki evlilik ve aile başarısı için aynı titizlik gösterilmiyor. Bu konuda toplum bilinçli ve sistematik hiçbir program geliştirmiş değil." Doğan Cüceloğlu bu konuda, Milli Eğitim Bakanlığı"nın ve diğer bazı bakanlıkların bir araya gelip, uygun derslerle halka açık kurslar vermesi gerektiğini düşünüyor. Boşanmış ailede, anne-baba sevgisi eksikliği içinde sorunlu bir ailede yetişen çocuklar için Cüceloğlu şöyle diyor: "Bu ortamda doğan masum bebekler, geleceğin sorunlu insanları olmaya aday olarak büyüyorlar." Eğer çocuklar hem annesini hem de babasını yanında görürse, anne-baba sevgisi içinde yetişirse, ilerde mutlu bir yuva kurabilirler. Yani mutlu bir ailenin sırrı, "evlenmeden önce" , daha çocukluk yıllarında şekilleniyor. Anne-baba; sevmeyi, ilgilenmeyi, sevgi göstermeyi bilmediği zaman, böyle bir aile ortamında yetişen çocuk büyüyüp evlendiğinde, sevgi göstermeyi beceremiyor. Böyle bir adamla evlenen kadının mesajı var kitapta ve okurken gözlerim yaşardı: "Doğum yapınca iş yerine istifamı verdim, oğlumu yaşayıp ona emek harcayıp, hafızasında güzel anılarla yer almak için, sevgiye, anneye doysun diye gece gündüz onunla oldum. Karnını değil, yüreğini doyurmaya çalıştım." Çocuklarınızın anne-baba sevgisi içinde büyümesini, onların da ilerde mutlu bir yuva kurmasını ve onların da çocuklarını aynı şekilde anne-baba sevgisi ve ilgisi içinde büyütmesini dileyerek yazıyı bitiriyorum. NOT: Burada bahsettiğim kitap; Doğan Cüceloğlu vefat ettikten sonra, Kronik Kitap tarafından Aralık 2021"de İstanbul"da basılan 15. baskı. İlk 14 baskı Remzi Kitabevi tarafından yapılmış. Eski baskıları da inceleyip, aradaki farklara bakmayı düşünüyorum.
Evlenmeden Önce
Evlenmeden ÖnceDoğan Cüceloğlu · Kronik Kitap · 20218,3bin okunma
·
787 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.