İşte aylardır yazılacak o malum inceleme :)
Öncelikle bu incelemeyi yapmak için uzun bir süre bekledim, çünkü kitabın devamı niteliğindeki 
Düşlerin Yorumu 2 'yi de okuyup birlikte analiz etmeyi planlamıştım ve bu da biraz uzun sürdü, ayrıca bu sadece Düşlerin Yorumu kitaplarının ortak bir analizi değil, aynı zamanda 
Sigmund Freud için de söylemek istediğim birçok şeyin toplamından oluşacaktır, bu yüzden giriş kısmında belirtmek isterim ki uzun incelemeleri ne yazmayı ne de okumayı asla sevmememe rağmen bu benim çizgimin dışında bir inceleme olacak, çünkü bu kitaba ancak böyle bir inceleme gerekiyordu, şimdiden ilgi duyup okuyan herkese teşekkür ederim.
İçeriğe giriş yapalım ;
Düşler, kendini bilinçte kısa süre önce yer almış düşüncelere sürekli olarak bağlar.
Düşlerin yorumunda her zaman bilinçdışı süreçler aramak doğru değildir, uyku sırasında nesnel duyusal uyaranlar olduğunda da bir bilinç yansıması görürüz, bunların tümü sansür ile bilinç arasında sıkı ve karşılıklı bir ilişkiyi ortaya koyar diyerek girelim ve Düşlerin Yorumu kitabı ile artık Freud'un üzerine yapışan "her şeyin altında cinsellik arayan adam" etiketini bir çıkartıp atalım demek isterdim ama maalesef diyemiyorum, evet görüşlerine kesinlikle katılıyorum yine de bu durum beni bir ara - özellikle ikinci kitapta biraz baydı. Bunu size baştan söyleyeyim.
Ama şu noktada kendisine büyük hak veriyorum : çocukluktan beri hiçbir içgüdü pek çok öğesiyle cinsel içgüdü kadar bastırılmaya uğramamıştır. Başka hiçbir içgüdüden geriye bu denli çok ve bu denli güçlü, bir uyku durumunda düşleri üretmeye hazır biliçdışı istekler kalmamıştır. Bu yüzden bunları açıklarken cinselliğe indirgemek fazlasıyla olağan.
Ama buna rağmen Freud'un düşünce tarzı ve ruhsal çözümlemelerinin psikiyatriye olan katkılarını göz ardı etmeyip yalın bir zihinle okumamız gerekir. Çünkü bu kitapta yazan bir rüya çözümlemesi hakkında okuyacağınız tek bir bilginin bile hiçbir yerde bulunmadığını diğer düş yorumcularını da okuduğum için ve onlar da eserlerinde Freud'u temel aldıklarını üzerine basarak belirttikleri için bunu net bir şekilde ortaya koyabiliriz.
Özellikle ilk kitabı okurken Freud'un diline ve kullanılan tıbbi terimlere aşina olmama rağmen biraz zorlandım. Gerçekten ağırdı ve tipik düş yorumlamaya sayfa 290'da geçmiş, baştaki kısımlarda ise düş görme üzerine kuramlar, sorunların temelindeki uyaranlar, düşlerin akıl hastalıkları ile ilişkisi, düşlerdeki çarpıtmalar, bunların malzemesi ve kaynaklarına girmiş, bu kısmı okumak biraz yorucuydu ancak bana esas katkı sağlayan yer de burası oldu.
Çünkü Simgecilik de düş yorumlamanın vazgeçilmez unsurlarından biri ve gizli düş düşünceleri ile ilişkili olduğundan ikinci kitapta daha çok simgesel bir yerine koyma yoluyla yorumlama girişimlerinde bulunuyor.
Ama ikinci kitabın son elli sayfasında biraz koptum. Uyarıcı süreçlerin bilince girmesi hakkında birkaç şema kullanmış ve bu kısım çok soyut kalıyor. Kendisi de söylüyor burada zihindeki boşlukları tam doldurmadım diye.
Unutmadan ekleyeyim ; başta bir sürü düş anlatıyor ama özelikle iki tanesi üzerinde duruluyor : Irma'nın enjeksiyonu düşü ve Freud'un amcasını gördüğü düş. Bunları okurken "ya bu adam da ne anlatıyor" diye baştan savma okursanız devamını zor anlarsınız, çünkü yorumlamaların çoğunda bu iki düşü baz alıyor.
Son olarak ise ; alanınız psikiyatriyse veya sizin bireysel bir ilginiz varsa keyifli bir kitap, onun dışında okuması zor ve Freud'un histeri olgularını çözümlediği diğer kitaplarına nazaran olağanüstü bir katkı sağladı mı sorusu da düşündürücü diyebilirim.
Keyifli okumalar...
·
3.259 görüntüleme
İncelemeniz gayet açıklayıcı olmuş. Keyifli okumalar.
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.