"Yürü ey sâyih-i âvâre yürü, durma yürü
Koymasın râh-ı visâlden seni ezvâk-ı misâl
Bu bedâyi bu letâif heme ru'ya vü hayâl
Yürü ey zâir-i bîçâre, yürü, durma yürü
Yürü ki nüzhet-i vuslatta teâli göresin
Yürü aslında fenâ bul, budur etvâr-ı kemâl
Yürü âlâyişi terk et içesin ke's-i visâl
Yürü ki sâha-yı hîçîde tecelli göresin"
Ey seyahat eden avare! Yürü, durma, yürü
Bu alemin zevkleri seni vuslat yolundan alıkoymasın
Bu güzellikler, bu latiflikler, hepsi bir rüya ile hayal
Yürü zavallı ziyaretçi! Yürü, durma, yürü
Yürü ki vuslatın nezihliğinde yüceliş göresin
Yürü, aslında yokluğu bul. Olgunluk tavırları budur
Yürü, gösterişi terk et; vuslat kadehinden iç
Yürü ki hiçlik alanında tecelliyi göresin.