“Birden her günkü hayatın deli gömleğini sırtımda düğümlenmiş buldum.” Mahalle Kahvesi(sf.57) Bir gün bir akşam, hani yorgunluk ile bir şeyler yapmak arasında salınım hâlindeyken sonunda kendini adım atmaya muktedir hisseder ve sokağa çıkarsın a..! İşte böyle başladı her şey. Bütün köşe başlarında, kenarda, ötede - beride… Nedir farkedilen onca sıradanlık arasında? Buyurun Sait Faik’in kaleminden yansımalara misafir olalım: • akşamın kör vakti bir mahalle kahvesinde, babasının cenazesinden menedilen bir genç: sebebi herkesçe malum, sebebi herkesin susunda… • kendine buyur eden sandalyeler ve köz isteyen maşalar… • bir Ermeni balıkçının teknesine misafir olan topal martı ile tatlı sohbeti ve gelişen dostluk bağları… • kendisini, sokağın ortasında toplanan kalabalığın neden toplaştığının sebebini soracakları, yolda sigarasızların sigara kibritsizlerin kibrit isteyecekleri biri olarak kabul etmiş gariban… • bir bakkalda duyduğu süt kokusu sonrası kendinde uyanan içme isteğini dizginleyemeyip böylece yeniden doğacağı ümidinde bir çaresiz… • şehrin şamaroğlanı olarak bu yaşa gelmiş biçarenin şu koca, çirkin, sevimsiz şehre son bakışı… • sebebi nedendir bilinmez, plaj aynasını kırdıktan sonra bunu kendisine dahi akıl kâr edecek şekilde açıklayamayan biçare… Bu şehir neden böyle? Her köşe başını sarmış bunca kötülük neden? Bu şehir bunca uyanık geçineni nasıl taşıyabiliyor hem de hiç birinin kuyruğunu bir diğerine değdirmeden? ve neden bir gün muhakkak o deli gömleği kollarımızdan geçirilip kıskıvrak yakalanıveriyoruz o yaftaya… Sayısız sıradanlığın içerisinden süzülerek ortaya çıkmış yirmi iki güzel hikayesi ile “Mahalle Kahvesi” sizi de bir iskemlesine buyur etmek istiyor. Keyifli okumalar…

Mahalle KahvesiSait Faik Abasıyanık · İş Bankası Kültür Yayınları · 20127bin okunma

·

1.094 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.