Item: Peygamberliğin İspatı
Rating: 10 puan verdi
Author: Serhat

Serhat

@Bilmukavemat

05 Ağustos 2022 22:42

Din

519 syf.

10/10 puan verdi

Kitap daha çok okunsun diye amme hizmeti

İnsanların çoğu yazarı "Neden Müslüman Oldum?" isimli videosu ile tanıyordu başlangıçta. Ben de o videoyu izleyip tanımıştım. Çok fazla videosunu izlemiş biri değilim sadece ilgimi çeken konulara baktım bugüne kadar denilebilir. "Neden Müslüman Oldum?" videosundaki inşayı bu kitapta iliklerime kadar hissettim diyebilirim. Konulardan onların örneklerine kadar birçok şey benzer geldi. Zaten o da kitap hakkında bilgi verirken videodaki kurgunun daha örneklisini ve detaylı anlatımını kitapta anlattığını söylüyordu twitterda falan. Bu yönüyle bakarsak videoyu izlerken kafada yeni açılan pencerelere çok fazla ekleme yapmayacak belki. Ama bununla beraber farklı bakış açıları ve yeni örnekler görebildiğimiz yerler de var. Onları okumak faydalı olacaktır. Kitabın ön sözü doğal bir kitap ön sözü gibi ama o bittikten sonra kitap deliller ve örneklerine başlamıyor. İnşaatın temelini atmaya başlıyor sayfalar boyunca. O zamana kadar "Kaynaklarımızın Güvenilirliği, Yorum Metotlarımız ve Haber İnşası" gibi üç ana başlıkla delillerin temelini oluşturuyor. Yaklaşık ilk 150 sayfa bu şekilde geçiyor. Kaynaklarımızın güvenilirliği başlığında Kuran ve değişmeden günümüze gelişi bahsinde karbon testlerinin ilk yüzyıla tarihlediği el yazmalarından örnekler veriliyor. Bu el yazmalarının bizim islam tarihi okumalarımızla uyuştuğunu göstermek çok önemliydi ve bunu Tayyar Altıkulaç'tan alıntılarla yapıyor yazar. Yorum metotları başlığının ikincil delil mantığı olarak adlandırılan kısmında direkt Kuran ve hadisleri okuyup başka bir yorum kitabına başvurmadan kendimiz çıkarabileceğimiz sonuçların delil olarak sunulabileceği anlatılıyor. Örneğin iddia Hz. Muhammed'in okuma yazma bilip bilmemesiyse Kuran bilmediğini söylediğinde bu bir delildir. Çünkü bu kitap hem peygamber zamanında hem sonrasında defalarca hem ona inananlar hem muhalifleri tarafından okundu, üzerine konuşuldu, tartışıldı. O yaşarken hiçbir muhalifin buna itiraz ettiğine dair bir şey bilinmiyorsa, arkadaşlarından bunu görüp "Muhammed okuma yazma biliyor, bu kitap yalan söylüyor" diyen yoksa Kuran'ın cümlesi delildir. Örneğin bu alıntı, benzer düşünceleri Kadı Abdulcebbar'ın kitabından da okuduğum son derece güzel bir delil sunuyor konu hakkında #175793729 Bu yöntemin kitapta sık sık kullanıldığını görüyoruz ve çok değerli bir yöntem olduğunu düşünüyorum ben de. Son olarak da haber inşası hakkında konuşalım. Kitap şöyle bir bakış açısına sahip:Bir adam var. Vahiy aldığını söylüyor. Bu adam ya doğru söylüyor. Ya bilerek yalan söylüyor. Ya da yalan söylediğinin farkında değil, kendisi bir akıl hastası. Bu adamın verdiği haber incelenip bilerek yalan söylüyor dendiği zaman karşısına söylediklerine kendisinin de inandığına dair bir sürü örnek çıkarılıyor. Bilerek yalan söyledi diyen kişinin bunlara bir açıklama yapması bekleniyor. Kişi, bu adamın söylediklerine kendisininin de inandığı bir akıl hastası olduğu sonucuna varıyorsa bu sefer de önüne fetanet delilleri denen bu adamın ne kadar aklı başında olduğuna dair deliller çıkarılıyor. Bu adamın deliyken yaptıklarını akıllı olan hangi insan yapabilmiş deniyor. Bu adamda normal insanların çok çok üstünde bir zeka ve öngörü gücü var, nasıl aklen bir sıkıntısı olduğu sonucuna varılabilir deniyor. Ben bu konu hakkında bolca örneği Kadı Abdulcebbar'ın kitabına yaptığım incelemede dile getirmiştim. Oradaki örnekleri de bu bağlamda değerlendirebilirsiniz okursanız. Ya da üçüncü bir seçenek olarak bu adamın doğru söylediği sonucuna varılıyor. Yazarın dikkat çektiği ve benim de önemli gördüğüm bir yer var burada. Mesela kişi üçüncü seçeneği tercih ettikten sonra işin içine metafizik öğeler girebilir. Kişi haber değerlendirmesi yaparken "meleklerin cinlerin varlığı da nedir, böyle absürt şeylere inanmam" şeklinde koşullanmalı bir başlangıç yapmıyor burada. Bu adamın verdiği haberin doğru olduğunu düşünüyorum ve evet bu haberde böyle bilimsel olarak kanıtlayıp bilimsel olarak reddedemeyeceğim öğeler de var. Bunların da doğru olduğuna bu kitabın diğer delillerini çürütemediğimden inanabilirim. Yani önümde peygamberlikten başka tanım veremediğim bir sürü olay var. Bunların insan eliyle yapılan şeyler olmadığını düşünüyorum ve ona inanıyorum. Bu adam meleklerin de olduğunu söylüyor o zaman bu da doğru olabilir şeklinde bir bakış açısı. Bilmem anlatabildim mi ama bu kişiyi inanca götüren ilk meseleler adamın meleklerden cinlerden bahsetmesi veya bahsetmemesi değil. Veya mucize diyoruz. Miraç hadisesi nasıl olmuştur, nasıl gerçekleşmiştir, böyle bir şeyin olma ihtimali var mı, mümkün mü değil mi diye tartışmadan önce mucize tanımımızın sadece bu şekilde gerçekleşen olayları kapsamadığını söylüyoruz. Mesela Kuran mucizesi ve onun gelecek haberleri diyoruz önce. Kadı Abdulcebbar'ın kitabının incelemesinde anlatmaya çalışmıştım. Miraç hadisesinin olup olmadığına inanmamı, çürütemediğim o mucizeler belirliyor bir nevi. Rum suresi inşası da oryantalistlerin kaynaklarından çok güzel bir şekilde anlatılmış. Rum suresindeki olayı ya da diğer çok sayıda gelecek haberlerini veya bu kitaptaki gibi samimiyet, fetanet delillerini peygamberlik dışında açıklayamıyorum o yüzden bilimsel olarak kanıtlayıp bilimsel olarak reddedemeyeceğim miraç hadisesi de gerçekleşmiş olabilir diyorum. Tanrının bunu gerçekleştirmeye kudreti var o yüzden olabilir neden olmasın diyorum. İnşallah anlatabilmişimdir düşüncemi. Kitap genel anlamda gayrimüslim denilen yazarlardan alıntılarla inşasını yapıyor. Bunu düşmanın itirafı olarak sunuyor yazar. Cımbızlama yapmadan direkt olarak ne dediyse onu aldığını söylüyor. Bu önemli bir nokta. Çünkü elimizde bir tarihi veri var. Biz bu verinin imkanlar el verdiğince olabilecek en iyi şekilde nakledildiğini düşünüyoruz. Rivayetlerin önemli bir kısmına güvenilir gözüyle bakıyoruz bu sistemde. Oryantalistler tam olarak bizim gibi bakmasalar ve ön yargılı olsalar bile belli başlı noktalarda gerçeğin hakkını veriyor ve olayları bizim gibi yorumlayabiliyorlar. Bu kitap sadece oryantalistlerin düşünceleri üzerinden de ne kadar güçlü bir delillendirme yapılabileceğini ortaya koyuyor. Başından sonuna kadar hemen her konuda hatırı sayılır Gayrimüslimlerin yorumları ve düşünceleri var. Bu sebeple onların da düşüncesi önemli sayılabilir. Ama birçoğunun islami ilimlerde altyapısının da yetersiz olduğunu göz önünde bulundurarak bunu önemli görmek gerek. Yoksa bizden daha iyi okuma ve yorum yaptıklarını düşündüğümüzden değil. Kitabın dikkate değer bir diğer noktası da gözleri peygamberin kısa sürede yaptığı büyük etkiye çevirmeden önce o coğrafyada değişim gösteren köklü alışkanlıkların yüzyıllar boyunca ne derece yerleştiğini sunabilmesi. Yani içkinin yasaklanmasından bahsediyoruz ama insanların ne oranda buna tutkun olduğunu atlayabiliyoruz. İslam öncesi şiirlerinin içkiye övgüyle dolu olduğunu unutabiliyoruz. O coğrafyada sunun yanında tek meşrubatın içki olduğunu; çay, kola, meyve suyu, ayran, gazoz gibi başka bir içeceğin olmadığını göz önünde bulundurmuyoruz. Buna rağmen bu köklü alışkanlık terk edilebilmiştir. Bir insanın dahi böyle bir alışkanlığı terk edebilmesinin ne kadar zor olduğunu günümüzde müşahede ederken bunun tüm coğrafyada yapıldığını görüyoruz. Bu sadece içkiyle alakalı da değil. Aynı zamanda köklü başka dönüşümleri de yapmış. Mesela ahlakları da değişmiş. Savaş anlayışları da. Yönetim anlayışları da. Yaşama bakışları da. Din anlayışını da. Hukuk anlayışını da... Bu başlıklara çok daha fazla örnek getirebiliyoruz ve hepsi aynı kişi tarafından aynı süre içerisinde. Bu, bir insanın sadece kendi çabasıyla yapabileceği bir iş değildir savı iyi bir şekilde delillendiriliyor. Olabildiğince çok alandan örnekler verilerek düşünce güçlendiriliyor. Kitabın en değerli noktası ise bence insanlara yorum yapmayı öğretebilmesidir. Altay'ın meşhur videosu sonrası ortaya onun gibi düşünüp onun gibi yorumlar yapan bir sürü insan çıktı. Ya da zaten vardılar sayıları çok çok arttı da denilebilir. Şimdi kitapla birlikte -eğer iyi bir okunma sayısına ulaşırsa- Hz.Muhammed'in davranışlarında, sözlerinde samimi olup olmadığı çok daha doğru yorumlanacaktır bence. Bu olumlu yönde bir sonuç doğuracaktır. O mesela bir hadis veya ayet gösteriyor ve siyaseten peygamberin bu sözünün ya da davranışının işini çok zorlaştırdığı/zorlaştıracağını söylüyor. Fakat peygamberlik iddiasındaki adamın buna rağmen onu yaptığını, sözünden dönmediğini vs.. anlatıyor. Örneğin peygamberi dinlemeye gelen şehrin büyüklerinin, "kölelerin bulunduğu mecliste biz bir şey dinlemeyiz, önce onlar oradan gitsin" mealinde konuşmaları ve anında ayet gelerek hiçbir şekilde isteklerinin yerine getirilmeyeceği söylenmesi. Yerine getirilse şehrin liderleri dine girip islamlaşmanın hızı çok artabilirdi ama bu olmuyor, peygamberlik iddiasındaki adamı başka bir irade durduruyor. Siyaseten bu ve bunun gibi birçok fırsatın kullanılmaması başka bir iradenin olaylara yön verdiğini kanıtlıyor bu düşünceye göre. Yazar buna benzer örnekler vererek bunların güneş gibi ortada olan deliller olduğunu ispatlamaya çalışıyor. Veya kendine yüklediği ağır mükellefiyetlerin, ibadetlerin vs de bir kompozisyon içine oturtulması gerektiğini gösteriyor. Amacı dini siyasete alet edip çıkar elde etmeye çalışan birinin örneğin gece saatlerce neden namaz kıldığının bir şekilde açıklanması lazım. "Samimiyete en büyük delillerden olmaz mı bu durum?" şeklinde yaklaşıyor yazar. Bu, birçok hadise ve ayete uygulanabilir bir yöntem. İnsanlar onunla birlikte bu yöntemi daha çok kullanacaktır. Kendisini bu konuda tebrik etmek lazım. Peygamberlik hayatının her döneminden bu şekilde yorumlanabilecek birçok güzel örnek bulunabilir. Sadece doğru bakış açısına sahip olmak gerek. Umarım faydası olur bu kitabın. Kitabın genel anlamda samimi dili de ayrıca hoşnut edici. Akademinin konusu olabilecek zor meseleleri kolayca idrak edebilme şansı veriyor bu da okuyucuya. Bu yönüyle de beğendiğimi söyleyebilirim. Kitap, İslam dinine inananlara taklidi imandan tahkiki imana geçişin yollarını sunuyor. Bir dine inanıp inanmama noktasında inançsızlığı seçip kesin bir sonuca vardığına inanan kişilere ise Ali Şeriati gibi şunu söylüyor sanki bu kitap: "Sizi rahatsız etmeye geldim."

Peygamberliğin İspatıAltay Cem Meriç · İnsan Yayınları · 2022641 okunma

··

6,1bin görüntüleme

Bilal Günaydın

@bilalgunaydin ·

06 Ağustos 2022 15:14

Yazarı youtube kanalından tanıyorum. Ben de senin gibi kanaldaki "neden müslüman oldum" videosunu daha derli toplu, kaynaklarıyla beraber yazacağını düşünmüştüm. Ama sen daha fazlasını yazdığını söylüyorsun. Birçok videosunu izledim, izlemeye devam ediyorum. Bilgi birikimini net görebiliyorsun. Bazen bu adam kafayı kırmış diyorum ama araştırmalarına, araştırdıklarını yorumlamasına hayran olmamak bence elde değil. Kitap okumaya başladığımda ulaşmak istediğim seviyeye başkasının ulaşmış olması beni hem mutlu etti hem de içimde bir şeyleri yeniden kamçıladı. İş durumunu düzelttikten sonra yeniden yoğun okumalar yapmayı istiyor, detaylı bir şeyler yazmayı hedefliyorum. Umarım bunları yapabilirim. Bahsettiğimiz videonun linkini bırakayım. : youtube.com/watch?v=eX4X2A4... Kalemine sağlık. Güzel bir inceleme olmuş. Umarım ben de bu kitabı okuyabilirim.

Serhat

@Bilmukavemat ·

06 Ağustos 2022 15:40

Evet daha fazlasını yazdığını söylüyorum. Bilgi birikimini net görebiliyorum. Umarım bunları yapabilirsin. Değerlendirme için teşekkür ederim. Umarım sen de bu kitabı okuyabilirsin. Masanın üzerinde zaten elini attığın zaman umduğun şeye varacaksın jsajfsafd

1 sonraki yanıtı göster

SİKLOPENTANOPERHİDROFENANTREN

@ultramixi ·

06 Ağustos 2022 10:46

Püüü bizden sonra başlanılıp bizden önce bitirilmiş bide üstüne inceleme yazılmış, biz de inceleme yazmayı düşünüyorduk da pek özgün bir şey kalmamış yazacak :d

Serhat

@Bilmukavemat ·

06 Ağustos 2022 10:48

Haftalardır amelelik yapmaktan kitap okumaya vakit kalmıyordu şimdi okuma şansım olunca halı sahadan sonra soğuk suya yapışan topçu gibi yapıştım kitaba sjwjwjskwhajw Yaaav yazzzz bir bu kadar daha malzeme var orada okuruz shjwjwjejwjw

1 sonraki yanıtı göster