J.M.Coetzee Nobel Ödüllü bir yazar. Ayrıca Man Booker Ödülü'nü de iki kez kazanmış.
Michael K, tavşan dudaklı olarak doğar.Kafası da yavaş çalışır.Bir süre okula devam etse de kendisi gibi engelli, şanssız çocuklara meslek eğitimi verilen yatılı bir yurda verilir.Aile sevgisinden yoksun büyür.
On beş yaşına gelen Michael K, üçüncü dereceden bahçıvan olarak işe başlar.Toprağa bağlılığının başlangıcını oluşturur ona uygun görülen bu meslek.
Uzun yıllardır aynı ailenin yanında hizmetçilik yapmakta olan annesi, bir mektupla ulaşır Michael K'ya. Hastadır ve iş göremez durumdadır.Yaşanan isyanın da etkisiyle, annesi Michael K'dan kendisini, doğduğu çiftliğe götürmesini ister.Bu sırada işinden de atılan Michael K annesi ile yola düşer.
Ancak bu kolay bir yolculuk değildir, anne yürüyemeyecek kadar hastadır.
Seçilen Michael K ismi Franz Kafka'nın Dava'sındaki Joseph K'ya bir göndermedir.
İç savaşın tırmanışı nedeniyle getirilen seyahat kısıtlamaları, Joseph K gibi Michael K'nın da bürokrasi çarklarına kapılmasına neden olur.İzinsiz bir şekilde annesini bir el arabasında taşıyarak yola düşer.
Coetzee Apartheid sorunlarını, kurgusal bir iç savaşın içinde anlatır kitap boyunca.Anne ile başlayan yolculuk, annenin külleri ile devam eder.
Michael K geldiği çiftlikte, dünyayla bağlarını keserek kendi içine kapansa da yaşanan savaş müdahale eder sessizliğine, seçtiği, varoluş biçimine.
Michael K'nın aklı yavaş çalışıyor gibi görünse de sulama sistemini çalıştıracak, barınak kuracak, ürün yetiştirecek kabiliyettedir.
Annesinin doğduğu toprağı sahiplenir, bir avuç tohumla mucizeler yaratır.Kendi kendisinin efendisi olarak yaşamak ister.
Çiftliğin asıl sahibinin yakını, iç savaşın gerillaları Michael K'nın düzenini bozar.Tekrar yollara düşer.Kısa süre sonra da aylaklık nedeniyle bir çalışma kampına düşer.Bunu rehabilitasyon kampı izler.Michael K yaşamdan vazgeçerek yemeyi reddeder.
Rehabilitasyon kampındaki doktorun günlüğünü gereksiz buldum bu kitapta.Coetze keşke, Michael K'yı anlamamızı sadece doğal roman akışıyla yapsaydı da doktoru hiç katmasaydı diye, düşündüm.
Onun dışında, çok büyük zevkle okuduğum, çok sevdiğim bir kitap oldu.