Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

·
Puan vermedi
Thomas Mann’dan okuduğum ilk kitap, kendi ailesinden esinlenerek yazdığı Buddenbrooklar’dı. Büyülü Dağ’da ise yine Buddenbrooklar’da olduğu gibi burjuva geleneklerine eleştiri ve hatta ince alay söz konusu. Kuzenini ziyaret etmek için üç haftalığına İsviçre’de bulunan bir sanatoryuma giden Hans Castrop kendisinin de hasta olduğu anlaşılınca tam yedi yıl bu sanatoryumda kalır. Bu süre içerisinde karşılaştığı insanlarla ilişkileri, aşkı ve hayatı anlamlandırma çabası kitabın ana konusunu oluşturuyor. Kitap sürekli bir yemek yeme sirkülasyonuyla ilerliyor, ama yemekler öyle böyle değil; ancak dönemin burjuva ailelerinde görülebilecek türden yemekler. Günde beş öğün yemek yiyen sanatoryum sakinleri; evet sakinleri diyorum çünkü ara ara hasta olmayıp oraya hayattan kaçmak için geldiklerini düşünmedim değil ; ve onların çok uluslu gündelik muhabbetleri... Araya başka kitap almadan ve uzun aralar vermeden okunması gereken bir kitap, zira koparsanız hangi öğünde kaldığınızı unutabilirsiniz. (Okur burada mizaha başvurmuştur, yazarı eleştirmek ne haddime) Thomas Mann’ın kalemi şiir gibi, elbette çok seviyorum. İris Kantemir’in çevirisi de harika olmuş. Lakin bazı yerlerde fransızca cümleler geçiyor ve bunlar dipnotlarda açıklanmamış. Herkesin fransızca bildiği farzediliyor sanırım. Bunun yanında böylesi harika bir kitap, nasıl olur da bu kadar kalitesiz kağıda basılabilir şaşkınım. Can Yayınları en sevdiğim yayınevlerinden biridir, açıkcası hayal kırıklığına uğradım. Bu muhteşem iki cilt okunmalı diyorum.
Büyülü Dağ
Büyülü DağThomas Mann · Can Yayınları · 20211,199 okunma
·
333 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.