Gönderi

87 syf.
·
Not rated
Öykü anlatısının içine girmeye ve onları sevmeye Sema Kaygusuz'un Doyma Noktası adlı kitabı ile başlamıştım. Onun öncesinde öykü türünü benimsemiş kitapları okumakta çok zorlanırdım çünkü çeşitli hikayeler olurdu ve ben onları tek merkezde toplayamaz haliyle sınava son gün kala her şeyi ezberlemeye çalışan ve kafası daha da allak bullak olan bildiğini de unutan klasik Türk öğrenci modeline bürünürdüm . Ne zaman Semih Öztürk'ün Telaş Bandosu kitabını okumaya başladım işte o zaman öyküye karşı bakış açım değişti ve sanki 8 öykü okuyormuşum gibi değil de 8 farklı hayata tanık oluyormuşum gibi hissettim. Ben de orada olmalıyım ya d keşke o kayıt tuşuna basarken onu dinleyenlerden olsam dediğim öyle bir öykü var ki; her satırını okurken ruhum Üsküdar'da gezindi, taziye evine gitti bazen köpek oldum bazen ses kayıt cihazı ya da o boş mezarlık oldum; işte böyle etkilendim. Düştüysen kalkmayı da bileceksin lafını yüzeye geri çıkabilmen için önce zemini bulman şart ifadesi ile kaleme alan Semih Öztürk'e saygılarımı sunuyorum ve kendisiyle Üsküdar'ın herhangi bir yerinde karşılaşma ve öyküleri hakkında konuşma hayalleri kuruyorum. Bunları yazıyorum ama İstasyon öyküsündeki oyuncunun dediği gibi belki de '' Boşluğa söylenenlerin öznesiyimdir.''
Telaş Bandosu
Telaş BandosuSemih Öztürk · İletişim Yayıncılık · 0182 okunma
·
243 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.