Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Herhangi bir uyarıcıya uzun süre maruz kalmak, çeşitli tahribatlara yol açabilir. Mesela aynı koltuğun üstünde uzun süre oturan bir insan, belli bir vakitten sonra koltuğa temas eden yerlerinde yaralar görecektir. Bu olayı, yatalak hastalarla karşılaşmış insanlar çok iyi bilir. Şimdi, aynı durum evrimsel mekanizmalarda da geçerlidir. Mesela atalarımız olan primatların, yani ilk insanların ömrü, modern insanların ömründen daha azdır. Dolayısıyla bu canlılar, çoğu zaman kırk yaşına gelmeden ölmüştür. Bu yüzden kırk yaşından sonraki halleri, her zaman kendileri için bir muamma olarak kalmıştır. İşte Pandora’nın Kutusu burada açılmaktadır. “Evrim” dediğimiz şey bu zaman diliminden sonra rastgeleliğini, iyice sergileme fırsatı bulmuştur. Mesela, bugün insanlarda kırk yaşından sonra görülen alzaymır, parkinson, huntington veya çeşitli kanser türleri, doğal seçilim tarafından elenme imkânı bulamamışlardır. Çünkü atalarımız kırk yaşına kadar istedikleri gibi ürüyorlardı. Dolayısıyla kırkından önce üreme fırsatına sahip olan bir insan için kırkından sonraki yaşam imkânları pek de önemli olmasa gerek. Bu yüzden herhangi bir kişinin genetiğinde kırkından sonra meydana gelecek değişimler, rastgeleliğin insafına kalmıştır. Bu tarz bir olguyu bugün evrimsel biyologlardan duymak mümkündür.
·
100 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.