Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

160 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
“Kaplumbağalar da Uçar” İranlı Kürt yönetmen “Bahman Ghobadi”nin belgesel niteliğinde çekilmiş filmi. Çekilen filmin senaryosu ve Ghobadi ile yapılan röportajlar bir kitapta toplanmış. Neticede güzel bir eser ortaya çıkmış. İlk defa film senaryosunun direk kitaplaştırıldığı bir eser okudum. Gayet keyifli ve güzel geçti diyebilirim. Filim konu olarak, ABD’nin Irak’a müdahalesinin bütün dünyada tartışıldığı dönemde, Irak-Türkiye sınırında bir Kürt mülteci kampında geçiyor. Kampta yaşayanlar genellikle Saddam zulmünden kaçmış ve bizzat o zulmü yaşamış olan insanlar. Saddam: “Savaşı kazandığımız zaman üzerinize kimyasal silah atacağım.” tehditlinde bulunduğu için çoğu Türkiye sınırına yerleşmiş olası bir saldırıda Türkiye’ye kaçmayı düşünen Kürtler. Yazar filmi çekerken Kürtlerin çektikleri sıkıntıları göstermeye çalışmış. Kitabı okuduktan sonra daha iyi analiz edeyim diye bir de filmi izledi. Yönetmen ciddi anlamda çaresizlik kavramını çok güzel şekilde yansıtabilmişti. Küçük bir yere sığınmış binlerce insan. Tam Türkiye ile Irak sınırı bir Kürt köyü. Normalde 70 hanelik bir köy. Sonra gelip sınır çizilmiş. Köyün 40 hanesi Türkiye içinde, 30 hanesi Irak içinde kalmış. Kalan 30 hane savaş çıktığı halde hemen 10 metre uzaklıktaki akrabalarının evine gidemiyor. Küçücük bir alanda sıkıştınız beklediğiniz şey kimyasal silah. Arkanızda size kimyasal silahı atacak Saddam. Önünüzde dikenli teller… Yaklaştığınız esnada nöbetçi kulübelerinden kurşun sıkılan dikenli teller. Sizi uzaktan tel örgülerin arkasından izleyen telaşlı akrabalarınız. Hem kitabı okurken hem de filmi izlerken kahramanların hepsinin çocuklardan oluştuğunu görüyorsunuz. Ama gel gör ki sakat çocuklar bunlar. Kampın çocuklarının yaptığı iş mayınları temizleyip BM görevlilerine satmak. Çocukların tek işi bu. Ailelerin tek geçim kaynağı bu. O çocuklar da mayınları temizlerken maalesef, mayın patlaması sonucu kollarını veya bacaklarını kaybediyorlar. Yazar maalesef bir hikâyeden ya da masaldan söz etmiyor. Ne kadar acı ki gerçeklerden söz ediyor. Hala sınırdaki o mayınlar yüzünden sakat kalan çocuklarımız var. Yönetmen neden böyle bir konu seçtiğini söyle açıklıyor: “Saddam’ın düşüşünden iki hafta sonra Irak’a gittim. Yanımda küçük bir kamera götürmüştüm. Sonra o kolsuz bacaksız sakat kalan çocukları görüp, film çekmeye karar verdim. Çocuklar sürekli mayın tarlalarından mayınlar topluyor. Normal pazarlarda mayın tezgâhı açılıyor ve mayınlar satılıyordu. Bende bunu film yapmaya karar verdim. İnanılması zor ama bu çocuklar bunları gerçekten yaşıyordu. Irakta bu şekilde sakat kalmış çocuk sayısı 30 bin den fazla… Konuya göre oyuncu bulmakta hiç zor olmamış bu yüzden. Mesela başrol oyuncumuz Kampta yaşayan ve ailesini savaşta kaybetmiş olan 13 yaşındaki Satellite. Satellite gerçekten de savaşta ailesini kaybetmiş oraya tek başına o yaşta göç etmiş biri. “Agrin” adlı küçük kız ailesi Halepçe de katledilmiş ve kendisine Saddam’ın askerleri tarafından tecavüz edilmiş biri. “Peşew” mayın toplarken ayağı kopmuş bir çocuk. Filimde canlandırdığı olayı aynen yaşamış. “Hıngaw” yine mayın toplarken iki kolunu kaybetmiş fakat buna rağmen mayın toplamaya devam eden çocuk. Oynadığı rol gerçekte yaşadığı hayat. Liste bu şekilde uzayıp gidiyor. Kolay değil ki saymak 30 binden fazla sakat kalan Kürt çocuk… Devam ediyor yazar: “ Irak’a gelip durumu kendi gözleriyle gören herkes ölümden başka hiçbir çözümün olmadığını görür. Bende kendi hayatımda iki ya da üç kez intihar etmeyi düşündüm. Bu hayatı sefaleti ve acıyı istemedim. Ölüm içinde yaşayan insanlardan daha iyi bir dünyadır.
Kaplumbağalar da Uçar
Kaplumbağalar da UçarBehman Qobadi · Avesta Yayınları · 2007100 okunma
··1 alıntı·
160 görüntüleme
Onur Yiğit Çile okurunun profil resmi
Filmi izlemiştim İran - Irak ortak yapımdı yanlış hatırlamıyorsam. Savaş'ın askerlerin dışında, halktaki etkilerini anlatan başarılı bir yapıttı. Kitabı olduğunu bilmiyordum, filmi bu kadar güzelken kitabının da muhteşem olmasını umarım.
Hazim okurunun profil resmi
Ah cok üzücü gerçekten . Ben filmi de kitabi okumadım . Sadece bu videou klibi izledim ve beni ilk izlediğim de cok etkilemişti . Filmi olup olmadığını bilmiyordum ama sahneler çok gerçekçi o çocuklar cok iyi oyuncu da değiller nedir bunun sırrı.
Hüseyin DEMİR okurunun profil resmi
Çocuklar hayatlarında ilk defa kamera görüyorlar. Ama hepsi de çok güzel oynuyorlar. Senin sorduğun sorunun aynısını yönetmene sormuşlar. Yönetmenin cevabı aynen şu: Yaşadıkları gerçekleri oynadılar...
1 sonraki yanıtı göster
Hazim okurunun profil resmi
youtu.be/ZaXFSnveB98 filmden bir kesit sanırım yanilmiyorsam .
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.