"Uyudun mu dede?"
"Daha artık ne istiyorsun?"
"Şu orman cadısını anlatsana."
"Anlatayım da duy. Senin gibi, bir türlü uyumayan kızları torbasına koyup gider. Sonra kendisi torbanın içine girip, basarmış dayağı o kıza."
"Nasıl dövebilirmiş ki torbanın içinde?"
"Süpürgesiyle elbette."
"Ama o torbanın içini göremez ki."
"Öyle bir görür ki şaşırır kalırsın."
"Onu öyle bir ısırırım ki feleği şaşar."