Gönderi

86 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Yaklaşık dörtte üçüne gelene kadar benim için 6-7 puanlık bir kitaptı. Çünkü arka kapakta da belirtildiği gibi alışageldiğimizden farklı bir akış benimsemiş yazar. Son 20-25 sayfada elden bırakılamaz bir hale geliyor ve sonuyla oldukça şaşırtıyor. Kitaba başlamadan önce amacım aslında polisiye bir roman seçip onu okumaktı. Sonra hasbelkader bu kitaba başladım ve polisiye bir romanın verebileceği edebi hazdan çok daha fazlasını hissettim. Kitapta ilgi çekici ilk detay elbette olayların mağdurun, kurbanın değil de işkencecinin ağzından anlatılıyor olması. Kendi adıma ise yazarın kendi kendine uyguladığı sansür. Yani mevzu bahis şiddet ve işkenceden bu tip diğer kitaplarda alıştığımız kadar net bir şekilde bahsedilmiyor, ahım şahım tasvirler hiçbir şekilde yok. Kısa bir cümleden veya olayların gidişatından anlıyoruz. Gerçi anlatıcının işkencecinin kendisi, hem de sık sık vurguladığı üzere teşkilatta “yeni” olması hasebiyle buna şaşırmış olmam biraz abes. Zira bana kalırsa anlatıcı bundan diğer iki işkenceci kadar zevk almıyor, ne yaptığının kendisi de fazla ayırdında değil gibi lakin olaylara duruşu insani bir histen ziyade “ne yapalım bizim mesleğimiz böyle” ilkesine dayandığı için robotlaşmış, bir mantık tutturmuş gidiyor. Korkunç bir şey yapmış gibi değil de tutanak tutar gibi anlatıyor bizlere de. Eh, işkenceci yine de işkencecidir demek istercesine göz kırpıyor yazar bize sanki. Üstelik tüm kitap boyunca işkencecinin bu soğuk üslubunu korumayı başararak, önsözde kırptığından biraz daha fazla kırpıyor, edebiyat ve iyi bir yazar olmak nedir bir kez daha anlıyoruz. İçinde bulunduğu sistemden tiksinen, yorgun demokrat bir çocuk, onun günlüğünden kesitler ve babasıyla olan hikayesi olarak özetleyebilirim. Ha bir de tabii, sadece et derdinde olan kasaplar. Bozulmuş etten daha pis kokan o kasaplar. #178012414
Polisiye Bir Öykü
Polisiye Bir ÖyküImre Kertesz · Can Yayınları · 2006272 okunma
·
97 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.