Jules Verne en sevdiğim yazarlardan birisi. Üslubuyla, kurgularıyla, karakterleriyle gerçekten beni mest ediyor. Seksen Günde Dünya Gezisi’nde Phileas Fogg bir gazete haberi okuyor ve 80 günde dünya turunun gerçekleştirilebileceğini görüyor. Arkadaşları ile bir iddiaya giriyor ve dünyayı 80 günde dolaşacağını, kaybederse ciddi bir miktarda para vereceğini söylüyor. Bu yolculukta onunla birlikte o gün işe aldığı Passepartout da geliyor. Tesadüf ki tam da o gün bir hırsızlık olayı patlak veriyor ve dünya gezisine çıkan, bu gezi için gözünü kırpmadan çok büyük paralar harcayan Fogg’dan şüphelenen Fix adlı polis memuru bu gezide Fogg’un peşine takılıyor. Olaylar bu şekilde başlıyor aslında. Kimi zaman trenle kimi zaman yürüyerek çoğunlukla gemi ile yapılan bu yolculukta aksilikler Fogg ve yardımcısı Passepartout’nun peşini bırakmıyor. Fakat Fogg o kadar sakin karşılıyor ki her sorunu, onun o sakinliği beni sinir etti çoğu zaman. Çözülmeye çalışılan bir hırsızlık olayı var ortada, acaba hırsız gerçekten Fogg mu ve bu iddiayı kazanabilecek mi olayları beni heyecandan öldürdü diyebilirim. Sadece trenle yaptıkları yolculukta birazcık çok azıcık sıkıldım. Ama sonrasında kitaba aşk da dahil olunca tadından yenmedi diyebilirim. Jules Verne’in kitaplarında mutlaka bir ters köşe oluyor. Tam bütün olaylar ve hikaye bitti derken hop bir bakıyorsunuz ki daha bitmemiş. Bu kitapta da yine öyle bir şok yaşattı, sonu hiç beklemediğim gibi bitti. Çok eğlenceli, heyecanlı ve gizemli bir Jules Verne kitabı okudum. Çok çok beğendim. Zaten yazarın kitaplarını çok seviyorum. Bir tek Ay’a Yolculuk kitabını sevememiştim. Bu kitabı da kesinlikle listelerinize ekleyin ve okuyun diyorum.

Seksen Günde Dünya GezisiJules Verne · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202119,6bin okunma

·

758 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.