İskender Hindistan'dan döndüğünde, büyük bir iktidar boşluğu oluşmuştu. Bu boşluğu, Antik Hint Maurya İmparatorluğu'nun ilk imparatoru Çandragupta doldurdu. Çandragupta, Kuzey Hindistan'ın tartışmasız hakimi haline geldi
ve Antik Hint tarihinde ilk defa bölge siyasi bir birlik içine girdi. Çeşitli kaynaklara göre, yaklaşık 25 yıllık bir iktidardan sonra Çandragupta Maurya, münzevi bir hayat sürmeye başladı ve kendisini açlığa mahkum ederek intihar etti. Oğlu Bindusara, imparatorluğun sınırlarını genişletti. Fakat Bindusara'nın, yayılma uğruna düşmanlarıyla acımasız savaşlar yapan oğlu Ashoka, MÖ 6. yüzyılda ortaya çıkışından itibaren
çok sayıda destekçi kazanmış bir yaşam biçimi olan Budizm'e geçerek Hindistan'da büyük ün sahibi oldu. Büyük bir savaşın ardından sarsılan Ashoka, her türlü şiddetten vazgeçerek, kendi krallığına ve dış ülkelere Budizm'i ve barışı tavsiye
etmeye başladı. MÖ 232 yılındaki ölümü sonrasındaki 50 yıl süresince, son Mauryan hükümdarı da öldürülüp Hindistan tekrar bölünene kadar, ailesi gücü elinde tutmayı başardı. Periyodik olarak istila edilen Kuzey Hindistan, ancak MS 4. yüzyıldaki Gupta İmparatorluğu döneminde refaha erdi ve istikrarlı hale geldi.