Boş Ev: Bu öyküde iki olay çözümleniyor birincisi Sherlock Holmes'un şelaleden düşüp nasıl ölmediği anlatılıyor ikincisi Ronald Adair adlı bir adamın cinayetini çözümlüyor. Sherlock Holmes'un sözde ölümünden sonra yazar bu öyküyle iyi bir manevra almış. Norwoodlu İşçi: Gene sıradışı bir Sherlock Holmes öyküsüydü. Zengin bir inşaatçının ölümünü anlatıyor. Sherlock Holmes da yeteneklerini gösteriyor. Dans Eden Adamlar: Okuduğum sayılı Sherlock Holmes öykülerinden biriydi. Bu öyküde yazar ayrı bir dil yaratmış ve Holmes bu dili değişik yöntemleriyle çözüyor. Evli bir çiftin başından geçen ilk başlarda gizemli sonradan trajik bir hal alan olayı anlatıyor. Yalnız Bisikletli: Her zamanki gibi güzel bir öyküydü. Genç bir kızın amcasının ölüm döşeğine girdikten sonra yanına gelen 2 avukatla aralarında geçen müsibeti anlatıyor. Manastır Serüveni: Sherlock Holmes öyküleri gene şaşırtmaya devam ediyor. Bu kitaptaki öyküler diğer öykü kitaplarına kıyasla daha orijinal öyküler içeriyor olması. Misal Sherlock Holmes'un Maceraları kitabı çok alışılagelmiş olayları anlatıyordu. Sadece Sherlock Holmes olduğu için öykü biraz hareketleniyordu o kadar. Ama bu kitabın öykülerinde okuyucu gizemin peşine yazarla birlikte takılıyor. Yatılı bir okuldaki Dük'ün oğlunun ansızın kayboluşunun ardındaki esrarengiz olaylar zincirini anlatıyor. Bu kitaptaki en iyi ve en özgün hikaye olmaya aday. Kara Peter Serüveni: Evinin karşısında kulübede yaşayan bir denizcinin evrak işlerinde yaptıklarından dolayı cinayetini işliyor. Güzel bir olay örgüsü vardı, beğendim. Charles Agustus Milvertone: Dizide ki gibi bir adam değildi Charles. İnsanlara bakıp onların ne olduklarını anlamıyordu. Kitaptan en bağımsız bölüm bu bölümdü herhalde. Sadece Sherlock Holmes'un adamın hizmetçisiyle nişanlandığı olay vardı dizide. Güzeldi ama dizideki gibi bir olay olsaydı okuması daha zevkli olurdu. Altı Napolyon: Gayet iyiydi. Napolyon heykellerini kırdığı için deli olduğu düşünülen bir adamın bu işi neden yaptığı araştırılıyor. Dizide heykellere John'un karısı Mary'nin örgütüne ait flash bellek yerleştirilmişti. Bunda ise daha farklı bir şey. Dizi kitabın olay örgüsünden bağımsız olmasına rağmen dizide daha ustaca bir seneryo çıkartılmış diyebilirim. Genel olarak Sherlock Holmes öykülerinde bunla karşılaşıyorum. Üç Öğrenci: 15 sayfalık bir çırpıda okunan atıştırmalık bir öyküydü. Konusu da çok atıştırmalık yani basitti. Kopyalanan sınav sorularının bunu kimin yaptığını anlatan sıradan bir öyküydü. Altın Gözlük: Sonu şaşırtıcı bitti. Her davanın sonucu diğer davaların sonra uçlarıyla genelde çok benzer oluyor ama sonucu hiçbir zaman bırak yanlış doğruyu hiç tahmin edemiyoruz. Sherlock Holmes kitapları bittikten sonra boşluğa düşeceğim belli. Öldürülen bir asistanın öyküsünü anlatıyor Kayıp Üç - Çeyrek: Kitaptan kaynaklı çok fazla yazım hatası var. Kitabı bilgisayarda yazan adam çok aceleci davranmış ve çevirmenden dolayı birçok anlatım bozukluğu vardı kitapta. Öyküye gelecek olursak maç öncesi kaybolan bir oyuncunun kayboluşunu ele alıyordu. Gümüş Alev öyküsünü biraz çağrıştırıyordu ama sonunun Gümüş Alev'de ki gibi oyunla alakalı olmadığı ortadaydı. Abbey Garange Çiftliği: Kitaptaki en iyi öykü buydu. Bu çiftlikte öldürülen adamın olayını anlatıyor. Sherlock Holmes olayı sadece şarap bardakları ve kendi şüpheleriyle çözdü. Sonda katili savunması onu suçlu bulmaması tamamen apayrı bir olaydı ve yerinde yapılmış bir davranıştı. Bu çeşit öyküleri Sherlock Holmes ta görmek, özellikle Holmes'un kanunu her şeyden üstün tutmadığını görmek ayrı bir mutluluk veriyor. 7 Haziran 2018

Sherlock Holmes - Şüphenin İzindeArthur Conan Doyle · Ren Kitap · 20161,357 okunma

·

134 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.