Hayatının baharında savaş cephesine gitmeye mecbur bırakılmış ve üç sene boyu o cehennemde bir şekilde sağ kalmayı başarmış bir savaş gazisi, ülkesine döndüğü zaman artık aynı kişi midir, yahut ülkesi aynı ülke, insanı aynı insan, yaşam aynı yaşam mıdır? Borchert, tek bir savaş gazisi (Beckmann) üzerinden, onun yaşadığı ikilemleri, bunalımları ve dışlanmışlığı yaşamış olan tüm savaş mağdurlarından söz ediyor kitabında. Bu savaş mağdurlarının her biri, katili oldukları binlerce insanın hayaleti ile yaşamaya devam etmeye çabalarken, uğruna savaştıkları ülkelerinin insanları tarafından aşağılanarak , küçümsenerek ve kahkahalarıyla alay edilerek defalarca kez katledilir, maktul olurlar. Hayatları hem katil hem maktul olarak yaşamanın arasındaki o delirtici çizgi içinde, kapıların dışında geçer, geçer ve geçer. Sonunda caddenin ortasına yığılıp kaldıkları vakit, etraftaki insanlar tiksinircesine burunlarını sıkarak, umarsızca yanlarından geçer ve Beckmann'lar tekrardan binlerce kez ölür ve binlerce kez öldürürler. Tek oturuşta soluksuz bir şekilde okuyup bitirdim kitabı. Okurken araya kendi yaşamımdan herhangi bir his ,herhangi bir an karışırsa kitabın büyüsü ve dehşeti kaçar diye korktum. Oturduğum yere mıhlanarak defalarca kez savaşı, savaştan geriye kalanları düşünerek insanlığımıza ağıtlar yaktım.

Kapıların DışındaWolfgang Borchert · Can Yayınları · 20216,3bin okunma

·

42 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Ayşe