Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Yakın Tarihimizden Bir Kesit
Sultan Vahdettin'e "hain" lik isnadına gelince: Rahmetli Necip Fazıl, "Vahdettin" isimli eserinde, Atatürk'ü Anadolu'ya padişahın gönderdiğini yazdı diye mahkûm olmuştu. Şimdi aynı gerçeği gazeteler yazıyor, televizyonlar söylüyor...(Hattâ Ecevit dillendiriyor.) Bize, devlet hazinesini Sultan Vahidettin'in beraberinde götürdüğünü okutmuşlard; artık biliyoruz ki, şahsına verilmiş armağanları bile hazineye bırakmıştı.Ve bu yüzden yurt dışında sefalet içinde ölmüştü. Borçlarına mukabil tabutuna bile haciz konulmuştu. Yani Sultan Vahidettin, pozisyonu ve konumu müsait olduğu halde devletin tek kuruşunu götürmedi.Sadece kendisi kaçmak zorunda kaldı."Zorunda kaldı" sözünü burada bilerek kullanıyoruz. Çünkü başka çaresi yoktu. Ya kalıp kendisine "vatan haini" damgasını çoktan vuranların insafına sığınacak yahut kaçacaktı. Kaçmasaydı belki diğer hanedan mensupları gibi hırpalanacak, aşağılanacaktı. Belki olağanüstü mahkemelerde yargılanacak, "halife" ünvanına rağmen hakaret görecek, büyük ihtimalle de asılacaktı. En azından bir sürü hakaret gördükten sonra sürgün edilecekti.(Yassıada'da kurulan siyasi mahkemede Adnan Menderes'le arkadaşlarına yapılanları hatırlarsanız, Sultan Vahidettin'e yapılacakları tasavvur edebilirsiniz.) Son Padişah, yeni Türk devletinin temeline böyle bir olumsuzluk koymamak için kendini feda etti. Ona "hain" dediler, ama İstiklâl mücadelesini Anadolu'da başlattığı gerçeği uzun süre saklayamadılar. Bir kişinin "suçlu" olup olmadığı mahkeme kararından sonra anlaşılır. Yani hiç kimse mahkeme kararı olmaksızın suçlanamaz. Söyler misiniz o zaman, Sultan Vahidettin hakkında hangi mahkeme "hainlik" hükmü vermiştir?
·
90 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.