Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

İngiltere'nin istanbul sefareti kâtiplerinden (Ricaüt) şiddetli bir Türk düşmanidu:! bu adamın «Histoire de l'etat present de I'Empire ottoman» ismiyle (Briot) tarafından Fransızcaya terceme edilen eserinin 1670 Paris tab'ının 299-301 inci sahifelerinde de şu i'tiraflara tesadüf edilir: «.Türkler her şeyden evvel ev yaptırmayı sevap sayarlar: Kirasını aldıkları halde öyle saymalarının sebebi ne arsaları, ne de ev yaptıracak paraları olmayanların işte o sayede barınabilmeleridir. Fakat bu gibi binalar içinde beylerle devlet-adamlartnm yaptırdıkları (Han) lar en başta gelir: Bunlar yolcuların geceleri barındıkları ve muhtâc oldukları istirâhati cömertlik ederek te' min eden müessislerine duâ ettikleri binalardır. İmparatorluğun bir çok yerlerinde büyük bir yekûn tutam, bu hanları Türkler çok muhteşem yaptırırlar. Bunların bâzılarına camiler ve hamamlarla tüccar ve san'atkâr dükkânları da ilâve edilmiş olduğu için, yolcular her türlü ihtiyaçlarını te'min edebilirler. Hattâ bâzılarının o kadar büyük varidatı vardır ki, her akşam yolculara mükemmel bir ziyafet çekildiği halde, ne kadar kalabalık olsalar ve hattâ bütün hanı doldursalar bile hiç birinden para alınmaz. Bu binaların şekilleri umumiyyete bizim en yüksek ve en güzel ka/palı çarşılarımız tarzındadır. Üzerleri kurşunla kaplıdır; fakat damları bizimkiler kadar yüksek değildir; bununla beraber gerek uzunlukları, gerek genişlikleri itibariyle o kadar muhteşemlerini gördüm ki, daha mükemmel ve daha mütenâsip binalara nisbetle yüksekliklerinden başka geri kalır noktaları yoktu. İçlerinde muhtelif zümreler için ayri dâireleri bulunanlar az olmakla beraber, her birinin kendine göre ihtiyâcı kâfi gelecek yerleri, yemek pişirmek ve kışın ısınmak için muayyen fâsılalarla ocakları vardır. Bu gibi hanlarda en büyük mahzur, çok defa benim başıma geldiği gibi uykusuzlukla yorgunluktan hitâb olmadıkça veyahut gürültü içinde uyumaya alışmış bulunmadıkça rahat etmek imkânı olmamasıdır. Bunun sebebi muhtelif kervanların birbiriyle karşılaşması, umumiyyetle bir kismı girerken bir kısmının çıkması ve geceleyin bâzıları arabalarını tamir ederken kimisinin de yiyecekleriyle içeceklerini hazırlamaya çalışmasıdır. İmparatorluğun atîye kalacak yegâne binaları olan bu güzel hanlar veyahut bu muhteşem müsâfirhânelerle camiler devletin ileri gelenleri tarafından halka vakfedilmiştir: Çünki bunlar o gibi şeyleri kendi evlâtlarına tahsis ettikleri takdirde âni bir şekilde hayatlarına kıyılacağından korktukları için, servetlerini emniyet altına almayı ve menâfi-i-umumiyyeye âid olan hu gibi eserlerle isim bırakmayı çocuklarını zenginleştirmek isterken canlarıyla malları dan olmak tehlikesine tercih etmişlerdir. Türkler içinde şefkatli ve merhametli görünmek istiyenler, kafes içinde bir kuş satın aldıktan sonra salıvermeyi sevap sayarlar: istanbul'un hütün sokaklarında pek çok tesadüf edilen sahipsiz, hasta ve sakat köpekler için ekmek alıp gıdalarını te'min etmenin de sevâbı olduğuna kaani'dirler; her halde bu hâl Türkiye'nin bir çok şehirlerinde yangın ve daimî olan vebânın zuhurunda mühim bir âmil olsa gerektir. Türkler arasında köpeklere karşı gösterilen alâka o kadar büyüktür ki, bunların himâyesi ve beslenmesi için hususî kanunlar bile vardır; hattâ esaret altında bulunan zavallı bir hıristiyana yiyecek vermemek, sokaklarda başı boş dolaşan ve havayı ifsâd edip şehre veba neşretmekten başka bir işe yaramıyan pis bir köpeği ekmeksiz bırakmaktan daha hafif bir suç sayılır. Köpeklere her gün muayyen hir miktar ekmek adayanlar ve ölürken vasiyetnamelerinde köpekler için tahsisat ayıranlar bile vardır. Bu şefkatli insanlar kendi mahallelerinde doğup beslenen köpeklerin arasına d/ışardan gelmiş serseri köpeklerin katilmamasına da dikkat ederler; bunu te'min için de aralarında bir takım mıntakalar ve hudutlar üzerinde mütâbık kalmaktadırlar».
·
306 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.