Gönderi

Part2
Ben hırsla, nefrette kin saçtım, bağarışlarımı yaydık aynaya. O ağladı, benim sesime ağladı, aynaya baktı, bir daha ağladı. "Nasıl bu hale geldim, ne oldu? Kim getirdi beni bu hale, ben mi yaptım? Kendime karşı bile mi acımasızlaştım? Kim getirdi beni buraya? Buraya geldiğim yol boyunca kim yürüdü benimle o yolda? Kim çarptı, kim çelme taktı? Kim kanattı dizimi, kim çizdi o güzel yüzümü benim? Kim gözlerime kum fırlattı, feri sönmüş belli.. Kim bataklığa itti, kim üstüme toprak attı. Hangi kimse! Bana, kelimeleri ile yüzündeki nefreti, gözündeki öfke ile, kim hançer soktu her defasında bedenime. İzi kalmış. Büyümüşüm, yıllar geçmiş. Değişmişim, ama izi kalmış. Bedenimde dururken izleri, ruhumda yer edinmişken nasıl söylerim gülmeni? Nasıl isterim? Gücünün yetmediğini, yetiremediğini bile bile nasıl kıyarım, nasıl vururum yüzüne?" Hıçkıra hıçkıra ağlarken küçük çocuk, anlamazdı kimse kelimelerini. Ama o bendi işte, ben biliyordum, ne dediğini, ne anlatmaya, kimler tarafından anlaşılmaya çalıştığını biliyordum. O çocuktu, gözleri ağlasa bile halen parlayan, benim küçüklüğüm. O çocuk, çocuk kadın.
·
49 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.