Kitabı 2.5 ayda zorlanarak bitirme başarısını gösterdim. Kötü bir kitap mıydı, hayır, bununla birlikte oldukça durağan ve okuması zor bir kitaptı. Yazarın bundan önce "Buddenbrooklar" ve "Venedik'te Ölüm" kitaplarını okumuştum. Buddenbrooklar harika bir kitaptı, bana Orhan Pamuk'un "Cevdet Bey ve Oğullları"nın bahse konu kitaptan esinlendiğini düşündürmüştü. "Venedik'te Ölüm" kitabını hiç beğenmemiştim, yer yer pedofilik eğilimler taşıdığı kanaati yaratmıştı bende. Gelelim bu kitaba; Hans Castrop genç bir Alman, işe başlama arifesinde iken İsviçre'nin Davos kentinde yüksek bir rakımda bulunan bir sanatoryumda tedavi gören kuzeni Joachim'i 3 haftalığına ziyarete gider. 3 hafta olarak planlanan bu ziyaret kendisinin de hastalanması ile 7 sene zorunlu ikamete dönüşür. Bu süre zarfında Hans Castrop "yukarıda" oldukça farklı ve renkli bir çok insanla iletişim halinde olur. Zamanın "düzlüğe" göre "yukarıda" ki akışı çok farklıdır. Yaşananlar Hans'ın karakterinde bir çok köklü değişikliklere sebebiyet verir. Özellikle orada tanıştığı burjuva devrimcisi Settembrini, hem Cizvit hem de komünist görüşlü Naphta, hayatı Kazancakis'in Alexi Zorba'sı gibi sonuna kadar yaşama eğiliminde olan Peperkorn, Castrop'u derinden etkileyen figürler olur. Bunun yanı sıra kendinden yaşça büyük Dağıstan'lı güzel kadın Clavdia Chauchat da duygu dünyasını alt üst eder. Kitap zamanın göreliliği, hayatın anlam/anlamsızlığı gibi konuları işlemekle birlikte kanımca çok fazla küçük detay ve tasvirlerle okuyucuyu boğuyor. Ancak çok ama çok sabırlı okuyuculara önerebileceğim bir kitap

Büyülü DağThomas Mann · Can Yayınları · 20211,211 okunma

85 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Chilekesh