Seri Katil hikayesinden hükümet komplolarına...
Yazar ile ilk tanışmam bu kitap ile oldu. Sevgili kitapçım ''beğenir misin bilmem ama...'' diye başlamıştı cümlesine. Beğenmek ne kelime bayıldım.
Hikayemiz tipik bir seri katil kovalamacası olarak başlasa da ilerledikçe bambaşka bir hal alıyor. Hikaye bir üst seviyeye çıktıkça -ki sürekli seviye atlıyor- daha fazla merak uyandırıyor, merak uyandırdıkça insanın elinden bırakası gelmiyor.
Özet olarak hikayemiz şöyle:
Farklı zamanlarda farklı azılı seri katiller tarafından öldürülen iki genç kız. Ve ikisinin ortak noktaları.
a. her ikisi de ABD başkanı ile bağlantılı
b. her iki seri katilde bu kızları öldürmediklerini iddia ediyorlar.
Aklımızda deli sorular. Bu cinayetler bir taklitcinin işi mi? yoksa daha derinde daha bilinmedik ve sıra dışı bir sır mı saklı?
Hikayenin en güzel yanı tek bir süper polis yerine birbirinden bağımsız ve habersiz insanların aşama aşama olayları çözmesi ve en sonunda bir araya gelip gerçekleri tüm çıplaklığıyla ortaya koyması.
Kurgu inanılmaz. Bağlantılarda kopmalar, hikaye akışını durgunlaştıracak gereksiz bölümler ve diyaloglar barındırmıyor.
Ben bir kitabı okumadan önce mutlaka 1000 Kitap yorumlarına bakıyorum. Kitabı daha önce okumuş olan bir arkadaşımız kitabın gereksiz ve uzun betimlemeler barındırdığını ve ilk 200 ayfa boyunca hikayeye bir türlü adapte olamadığını yazmış. Ben kendsine kesinlikle katılmıyorum. Her harakterin hikayesi, geçmişi ince ayrıntılar ile yazılmış. Olayların geçtiği mekanlar çok iyi betimlenmiş.
Bu kitabın fazla ayrıntı içerdiğini düşünen kişi kesinlikle 
Stieg Larsson okumamıştır bence. Şayet okusaydı bu kitapdaki anlatımdan hiç şikayet etmezdi.
Kitap aslında çok önemli bir soruya parmak basıyor bana göre.
''Güç ve iktidar dürüst olmayan insanların eline geçerse ne olur?''
Cevabı basit aslında. Ortaya 
Son Hamle gibi bir hikaye çıkar...
·
95 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.