Hem eski basım olarak Adam Yayınları hem de daha güncel bir baskı olarak YKY tarafından kitabın basıldığını görüyoruz. İkisi de elimde olmakla beraber YKY benim tercihim oldu. İki kitabın içeriği de aynı o bilgiyi de verelim. Kapak fotoğrafı da yine rahmetli emektarlarımızdan Ara Güler tarafından çekilmiş. Olmadığı masa yok dediğinizi duyar gibiyim. İçerik bilgisini de şöyle bir verelim: Benerci Kendini Niçin Öldürdü, Gece Gelen Telgraf, Portreler, Taranta-Babu'ya Mektuplar, Simavne Kadısı Oğlu Şeyh Bedreddin Destanı, Şeyh Bedreddin Destanına Zeyl. Bu kitabın epey iddialı bir kitap olduğunu belirtelim. Kitabın amacı çok büyük çünkü. Şimdi bilirsiniz bir Komünizm vardır bir de her uygulandığında başarısız olması. Bu ikili ayrılmaz bir bütün adeta. Neden tutmaz biliyor musunuz? Bunun uygulayıcıları misalen bir traktör versin, herkes ekin ekecek desin, üretip paylaşacağız ve kimse aç kalmayacak desin. Ardından bu traktörün verilmesine kim sebep olursa o kişi farklı düşüncelere girer ve hepsine sahip olmalıyım der. İşin özünde bu bencillik, amacın dışına çıktığından uygulamada zarar verir. Fabrikalarımız olacak, üretim yapacağız, kağıtlar yapacak o kağıtlarda çocuklarımıza okuma yazma öğreteceğiz mi dedik? Harika değil mi? Herkes için eğitim, herkes için aydınlanma. Ama o kâğıt üretici der ki bu fabrika benim olsun. İşin özünde halklar acıyı da çileyi de çekmeye devam ederken birileri bundan kendine pay çıkarır ve Komünizm hiçbir zaman düşünceden öteye geçememiş olur. Daha derinden örnekler vermeye gerek duymadım bunlar da demek istediğimi açıklar nitelikte sanırım. Benerci ise Hindistan’da, emperyalist olan İngilizlere karşı mücadele etmektedir. Bu mücadeleyi ise Komünist Parti saflarında yapar. Beraber mücadele ettiği arkadaşlarının tamamı tutuklanır. Benerci ise serbest bırakılır. Ajan olmakla da suçlanır arkadaşları tarafından. Akabinde yeniden bir hapis davası derken onun lider olması beklenir lakin o hareketin başına geçtiğinde gerileme getireceğini düşünerek intihar eder. Aslında yapmak istememektedir ve içten çürümüşlüğünü düşünmüştür bence. Bir diğer KANITLANAMAZ TEORİ ise Nazım Hikmet’in de TKP’den dışlanmasını ve İLGİNÇTİR ‘Kemalizm’ ajanı olarak suçlanmasını hatırlatır. Bu da kendi düşüncesi ile onun düşüncesinde olanların aslında aynı safta gözüküp tamamen farklı düşüncelerden oluştuklarını kanıtlar bir yerde. Bu da temelinde bizi kurtaracak olanın belirli bir düşünce cephesinde şekillenen “-İZM” hareketleri yerine ülkemizi geliştirmek, güzelleştirmek, üretmek ve hep beraber başarıya ulaşmak için birlikte çalışmamız gerektiğini düşündürüyor. Önemli olan da bu değil midir? Tabi bu eser tarihi olarak da kitabın içerisindeki bazı bilgiler nedeniyle önemli, dikkat çekici ve bazı olaylar da benzerlik gösteriyor. Tabi burada birleşen 6 eser olduğu için biraz daha dikkatimizi çekenleri anlatmaya çalışıyoruz. Portler ise 11 şirinden oluşmaktadır. Taranta ise 1935 yılında yayımlanan şiir kitabıdır. Mektup şeklinde 13 şiirden oluşur. Bir bütün olarak şunu söyleyebiliriz ki bu kitabı bu kadar önemli hale getiren, 100 kişiye okuttuğumuzda ve bunlara bir inceleme yazdırdığımızda herkesin incelemesinin birbirinden farklı olacağı, herkesin kendine ait çok farklı hislerini yazacağı bir kitap olması. Bu yönüyle de epey dikkat çekici bir eser olduğunu belirtelim. Çok beni etkileyen, beni benden alan böyle hayretten donakaldığım şiirler yok. Aslında şiir benim alanım değil zaten. Lakin konusu, aktarmak istedikleri ve vermek istedikleri mesaj bakımından değerlendirdiğimizde iyi bir kitap olduğunu düşünüyorum. Hepimize iyi okumalar dilerim..

Benerci Kendini Niçin Öldürdü?Nazım Hikmet Ran · Yapı Kredi Yayınları · 20091,867 okunma

·

221 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Sadık Kocak