Hem çok sevdiğim bir kitap olduğu için hem de sosyal bilimler, felsefe ve benzeri beşeri bilimler alanlarında okuyan, çalışmalar yapan kişilerle yaptığım sohbetlerden Boş Sayfa inancının hala çok yaygın olduğunu düşündüğüm için, Steven Pinker'ın, Boş Sayfa adlı bu kitabındaki konuları kısaca özetlediği bir konuşmasının altyazısını çevirme gereği duydum. Aslında biraz da, yakın çevremdeki hiç kimsenin okumasını sağlayamadığım için yaşadığım hayal kırıklığının da etkisi var... Buradan izleyebilirsiniz: youtu.be/49Cvc-i-Ng0 Psikoloji öğrencileri için muhtemelen yeni bir bilgi vermeyen, şu eski ve artık rafa kaldırılmış olan nature/nurture (çevre mi genler mi, kültür ile mi doğuştan mı) tartışması ile ilgili bir kitap. Ama psikoloji, nöroloji, bilişsel bilimler gibi alanları takip etmeyi gereksiz gören ve bu nedenle büyük oranda bir biyoloji bilgisizliğinin hüküm sürdüğü sosyal bilimler öğrencileri arasında bu konu bir türlü rafa kalkmıyor ne yazık ki... Onlar için bu ve bunun gibi kitapların sinir bozucu derecede saldırgan olacağını düşünüyorum. Takip ettiğim kadarıyla batı ülkelerinde bu konu son zamanlarda tekrar alevlenmiş durumda (radikal feminizm, toplumsal cinsiyetin sosyal inşası, biyoloji inkarcılığı, postmodernizm gibi) ve kendi gözlemlerime göre Türkiye'deki beşeri bilimlerde (Humanities) boş sayfa inancı hala oldukça hakim bir konumda. Ve çok ciddi bir bilimden habersizlik söz konusu. Toplum ve kültür üzerine düşünüp incelemeler yaparken psikoloji ve evrimden bihaber kalabilmenin nasıl mümkün olduğunu anlamak zor. Sağın çoğunlukla din temelli olan, klasik, bilim karşıtlıklarına fazlasıyla aşinayız. Evrim karşıtlığı olsun, homofobi olsun, kadın düşmanlığı, cinsiyetçilik falan olsun bunlar yıllardır uğraşıp durduğumuz türden yobazlıklar ve Türkiye'nin bunlardan arınmasına hala bir kaç nesil var. Ama bunlardan arındığımızda bile, oluşacak olan yobazlık açığını hemen kapatmaya hazır başka bir yobazlık sırada bekliyor. Akademik solun kendine özgü tuhaf bilim karşıtlıkları. Üniversiteler şu anda akademik solun kendine özgü saçmalıklarını yayabileceği kadar özgür ortamlar değil ne yazık ki. Ama özgürleştikleri gün geldiğinde, ve umarım hemen gelir, elimizde nur topu gibi yepyeni bilimdışılıklar peyda olmaya başlayacak. Bu günleri atlattığımızda başımıza hangi yeni problemler geleceğini görmek istiyorsanız eğer, kendilerini her konuda 10 yıl geriden takip ettiğimiz batı ülkelerine bakmak yeterlidir. Kısaca bu kitap bilim, felsefe ve siyasetin enfes bir birleşiminin neye benzeyeceğine dair harika bir örnek. Sanatla ilgili de beni harika bir kitaba yönlendirdi. İyi okumalar.

Boş SayfaSteven Pinker · Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi · 201668 okunma

·

257 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.