Oysa asıl devrimci olan sanatçının kendi toplumu ile hesaplaşmasıdır. Hem de sert bir şekilde. Ortaya çıkan tablonun umutlu veya umutsuz olmasi değil, sarsıcı olmasıdır mühim olan. Umut yaratmak siyasetin işi. Siyaset elbette dünyayı değiştirme mücadelesinin en önemli kurumu. Ancak hem kendi işlerini diğer pratikleri (mesela sanati) kişiliksizleştirmek pahasına kontrol altına almaya çalışıyor, hem de kendi görevi olan şeyleri bu pratiklerin üzerine yıkıyor.