Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

616 syf.
·
Puan vermedi
·
671 günde okudu
SON İNSAN - MARY SHELLEY
Mary Shelley kitabına; romanın kahramanı “Lionel Verney’in”, İngiltere Kraliyet kademesinde devlet adamlığı yapmış babasının kraliyet ailesinden dışlanması, annesini bu sıkıntılı zamanda terk etmesi ve bu sıkıntılara dayanamayan annesinin hayattan kopmasını anlatarak başlıyor. Romanda Lionel Verney’in yaşadığı acılar, babasızlık, anne sevgisinden mahrumiyet, küçük yaşta anne kaybetmenin yarattığı boşluk, annesi öldükten sonra İngiliz Kraliyet ailesine tekrar dönüşü, orada tekrar bir yer edinmesi, güzel cümlelerle uzun uzun anlatılıyor. Verney tüm bunları yaşadığında ise henüz 5 yaşında. Kız kardeşinin kraliyet vekili arkadaşıyla evlenmesi, Yunanistan’a oradan birçok Avrupa ülkesine sırf idealleri için gidişi Romanda geçen ana temalardan. Kurduğu etkili ve akıcı cümleler yazarın bu acıları ve sevgisizliği gerçek hayatında da yaşadığını gösteriyor. Özellikle küçük kızının ölümünde çektiği ıstırabı eserde birebir görmek mümkün, öyle ki eserdeki kahramanlardan birinin ölüm tarihini kendi kızının ölüm tarihiyle birebir aynı tarih olarak belirtiyor. Yazarın yer yer kendi döneminde ve daha önceki dönemlerde yaşamış, Yunan, İngiliz, İspanyol, İtalyan yazar ve şairlerinden de alıntılar yaptığı eserinde, Yeni Ahit’ten de bolca alıntılar yapıyor. Ayrıca Avrupa’da dolaştığı yerlerle ilgili yaptığı betimleme ve tasvirler son derece etkileyici. 610 sayfalık kitabın ortasına kadar kendi çevresinde gelişen savrulmuş hayatını, çektiği acıları, gençliğin getirdiği isyankâr tavrı, romanı ortasına kadar bir zemine oturtup, bundan sonra da vebanın yayılması üzerinden eserine devam ediyor. Vebanın aldığı canlar, hastalığın tüm Avrupa’ya ve dünyaya yayılması, insanların dünyanın dört bir yanına savrulması mistik ve bilimkurgu havasında anlatılıyor. Tüm Avrupa kıtasında gezip dolaşan, romanın kahramanı Lionel Verney, en sevdiği dostunu, sevdiği kadını, kızını ve çevresinde bulunan tüm kahramanların başından geçenleri; Romanın temel iç yapı unsurlarından bakış açısı ve anlatıcı düzleminin kurmaca evrendeki görüntü düzleminde; “hâkim/ tanrısal/ ilahi bakış açısı üçüncü tekil (o) anlatıcı, kahraman/ ben bakış açısı anlatıcı” olarak okuyucunun önüne seriyor. Kahramanlarının yaşadıklarını duygu dünyasını, hislerini, olaylar karşısında takınabileceği tavrı ve bulunabileceği davranışı birebir anlatarak romanda heyecan ve akıcılık sağlıyor. Birkaç örneğini vereceğim o kadar mükemmel ve vurucu cümleler kuruyor ki yazar, bu kalite ve içerikte cümle kurmak günümüz yazar ve sairler için ulaşılması biraz zor bir başarı denilebilir. Edebi dildeki mükemmelliğe ilaveten, heyecan, macera, tarih ve drama hazırsanız kesinlikle okumanızı tavsiye ediyorum. Romanın sonunu özellikle anlatmadım. Sadece, son derece dramatik diyebilirim. Bu arada yazar eserin birkaç yerinde Türkiye, Türkler ve İstanbul’dan da bahsediyor. Bu bölümlerde biraz taraflı olduğu söylenebilir. Sonuçta bu durum yazarın kendi bakış açısı ve pek de üzerinde durulmaması gereken bir konu. Son olarak roman, 2100 yılına gelip dayanıyor. Romanın bir yerinde yazar, Calderon de la Barca, “Hayat Bir Rüyadır”, kitabından bir alıntı şiir aktarıyor ve şöyle sesleniyor yeryüzünde gördüğü çarpıklığa; “Her taş bir piramidi yükseltir, Ve her kat bir binayı, Her bina yüksek bir mezardır, Her asker ise canlı bir iskelet “ Mary Shelley romanın bir başka yerinde vebanın getirdiği yıkımı şu etkileyici cümle ile dile getiriyor; “Arkasında ağlayanı olmayan binlerce insan öldü, çünkü daha ölenin cesedi soğumadan, yas tutanın kendisi can veriyor, ölüm onun sesini soluğunu kesiyordu.” Yazar bir başka yerde ise; “Bütün dünya vebaya tutuldu, değerli hazinelerimi, ölümün gölgesi dünyanın üstünden çekilip gidinceye kadar, hastalık bulaşmamış hangi kuytu köşede saklayabilirdim? “gibi düşündürücü bir cümle kuruyor. Yazar, romanın bir diğer yerinde ise kahramanlarından birini şu çarpıcı cümleyle tarif ediyor; “Düşüncesi yüceydi, soyluydu, ama bütün bunların da ötesinde, alçakgönüllü tutumu, erdemli bir davranışta bulunduğunu göstermeyi aklından bile geçirmeyişi insanı kat kat fazla duygulandırır nitelikteydi. “ Yazar kitabın 352. sayfasında şu müthiş cümleleri kurup hem kendi hayatını hem de romanda yaşanılan zor zamanları sorguluyor; “İnsanın iyiliği için çabalayan kişi sık sık nankörlükle karşılaşacaktır, kendisinin ektiği kötülükle ve ahmaklıkla sulanan tohumdan çıkan nankörlükle. Gençliğimizde dünyayı “gece vakti gelen hırsız gibi” adımlayan ölüm, yer altındaki bodrumundan ok gibi fırlayıp çıkmış, güçle donanmış olarak, kara bayrağını sallaya sallaya bir fatih gibi geliyor.” Son olarak yazar, romanın bir yerinde bir grup insanla umutsuzca yol alırken aşağıdaki şu şahane paragrafı kaleme alıyor. Bu bir nevi yazarın kendi yaşadıklarının da yansımasıdır diye düşünülebilir. “Fransa’nın içinde yol alırken ilerleyişimize damgasını vuran son olaylar öyle görülmemiş bir dehşetle ve öyle ümitsiz bir ıstırapla doluydu ki, üzerinde uzun uzun durmaya cesaretim yok. Her olup biteni en ince ayrıntılarıyla açıp gözler önüne serecek olsam, en küçük anların her bir parçasına, en önemsiz kelimesi bile körpe damarlarındaki kanı donduran yürek parçalayıcı birer hikâye sığar. Yok olmuş insan soyunun anıtını sana ders olsun diye dikersem, bu doğru bir şey olacak. Ama bu, ne hastane koğuşlarında seni peşimden sürükleyeceğim anlamına gelir ne de ceset odalarının gizli bölmelerinde dolaştıracağım demektir. Bundan dolayıdır ki, hikâye hızla gelişip ilerleyecek. Perişan görüntüleri, çaresizlik sahneleri, ölümün kazandığı son zaferin geçit alayı gelip geçecek gözlerinin önünden, ama kuzey rüzgârının göğün lekelenmiş ihtişamında önüne katıp sürdüğü hafif, uçuşan bulutların hızıyla. “
Son İnsan
Son İnsanMary Shelley · Can Yayınları · 2013303 okunma
130 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.