Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

FATİH SULTAN MEHMET’İ TANIYALIM
İnsan soyuna bunca iyiliği dokunan, yaşama anlam katan, gelecek nesillere bir umut aşılayan insanların hemen hepsi bilinmez; ama öte yandan güç kullanarak, yakıp, yıkanların, insan katliamına karar verenlerin yani fatihlerin tarihini herkes bilir. Bir saatin içindeki onca hüneri kendilerine borçlu olduğumuz insanlar, güç kullanmayı alışkanlık haline getirmek için çalışanlar kadar saygı görmez. Bunun nedeni tarihin hep egemenler lehinde yazılmış olmasındandır. Dolayısıyla çoğu zaman katiller kahraman, psikopatlar kurtarıcı, mazlumlar hain, hırsızlar dürüst ve hortumcular umut gösterilebilir. Oysaki insan soyuna yararlı katkıları olan insanlar yaşamı yaşanmaya değer yapmak için uğraşırlar ve bugün geldiğimiz nokta onların yazdığı tarih sonucudur. Yakıp yıkanların değil. Bütün bu ortaya konan olumsuz durumları, insan hayatını yok sayan aklı dışlayan dinin kurallarında ve ırkçılık temelinde aramak gerekir. Öldürmenin, yakıp yıkmanın, ganimet elde etmenin kutsal bilindiği dinin kurallarında ve hatta dinsel ırkçılıkta. Yakıp yıkanların yani fatihlerin resimleri galerilerde yan yana dizilir. Hepsinin ortak yanı, süzülmüş gözlerinin arasından büyük bir küçümsemeyle, hakka ermiş gibi bakarak durur. Halkını aldattığı gibi resmini seyredenleri de aldatmaya çalışır. Unutulmamalıdır ki, yakıp yıkanların yani fatihlerin süzülmüş gözlerle bakmaları, zaman zaman adil işler yapmış olmaları ve tarihi kendi çıkarları doğrultusunda yazdırmış olmaları, sırf saltanat hevesiyle eli kardeş, eş, baba, amca, yenge, evlat ve halkının kanıyla bulanmış kanlı ellerini temizlemez. Bu kanlı ellerden birisi de Fatih Sultan Mehmet’tir. Küçük bir bölge olan surları alarak İstanbul'u fethettiğini söyleyerek dilimizden düşürmediğimiz Fatih Sultan Mehmet tabi ki bundan ibaret değildir. Kardeş katlini sistemleştiren ve birçok canın kıyılması için yasallaştıran kişidir. 2 yaşındaki kardeşi Ahmet’i ve Hasan’ı öldürttü koskoca Fatih Sultan Mehmet. 2 yaşındaki kardeşleri beka sorunu muydu? Osmanlı saltanatın da kardeş katliamını sistemleştiren Fatih Sultan Mehmet’i tanıyalım. FATİH 1: İstanbul'un fethi sonrası ele geçirilen çok sayıda tutsağın arasında, 16-17 yaşlarında İrene adlı güzel bir Bizanslı kız vardı. Fatih'in karşısına getirilir. Fatih onu görünce âşık olur. Onun yüzünden dünyevi konuları öyle ihmal eder ki, danışmanları onu uyarmaya başlar. Fatih onların bu cüretkârlığında hiç aldırmayarak, hala kendi kendisinin efendisi olduğunu kanıtlamaya girişir. Danışmanlarını sarayın büyük salonunda toplayarak, onları güzel giyinmiş, baş döndürücü İrene ile birlikte karşılar. Etrafındakilere dönerek, hayatlarında bundan daha güzel bir şey görüp görmediklerini sorar. Hepsi de hayır diyerek sultanın seçimini övmeye başlayınca, Mehmet '' Dünyada hiçbir şey beni Osmanlı hanedanının gücünü korumaktan alıkoyamaz!'' diye haykırarak Bizanslı kızı saçlarından tutup kendisine çeker ve hançerini çıkararak boğazını keser. FATİH 2: Fatih Sultan Mehmet, bahçeleri çok severdi. Yeni sarayının geniş bahçesinde sebze yetiştirmekten hoşlanırdı. Bahçedeyken devlet işlerini unutabiliyordu. Hıyar ekmiş, büyümelerin, sevgiyle izlemişti. Bu hıyarlardan özellikle birini çok sevmiş, bostancılarına ona dokunmalarını yasaklamıştı. Bir gün hıyarına baktığında, artık onun orada olmadığını görür. Kısa süre önce bahçede çalışmış olan adamlara, hıyarı hangisinin yediğini sorar. Fatih Sultan Mehmet gerçeği öğrenmek için bahçıvanlardan birinin karnını yardırır. Diğerlerinin şansı varmış ki, hıyarın parçaları o adamın midesinde bulunur. FATİH 3: Fatih Sultan Mehmet'in cezaları, adaletsizlikleri ve zalimlikleri türlü türlü ve korkunçtur. Canının istediği insana (suçlu olsun ya da olmasın) verdiği en sık ceza, cezalandırmak istediği adamı yer yatırmaktadır. Adamın anüsüne uzun ve sivri bir kazık yerleştirilir. Sonra cellat kazığı, iri bir tokmağı iki eliyle kullanarak çakar. Böylece 'palo' olarak bilinen kazık adamın vücuduna girer. Talihsiz adam, kazığın ilerleyiş yönüne göre hemen ölebilir ya da can çekişebilir. Daha sonra kazık doğrultulup toprağa saplanır. Böylece talihsiz adam dikey bir halde kalakalır. Fazla yaşamaz. FATİH 4: Bir başka ve zalimce ceza ise, daha ağır suçları işleyenlere verilir. Kurban elleri bağlı halde ayakta durur. Üstünde dikenli kancalar olan ve tahta sırığa bağlanmış olan iki çatallı bir bel, kurbanın ensesinden nefes borusunu delmeyecek biçimde, çenenin hemen altının hizasından saplanır. Sırık sırtına dayalı halde kalır ve çatalların uçları genellikle kulakların yakınından çıkar. Sonra kurbanın elleri çözülür. Talihsiz adam canını kurtarmak istediğinde, kancalardan kurtulmak için ellerini havaya kaldırır. Ancak kısa süre sonra indirmek zorunda kalır ister istemez. Bu böyle sürüp gider. Bazen bu talihsiz kurbanların bir ya da iki gün boyunca bu biçimde işkence çektiği olur. Sonra korkunç bir biçimde ölürler. FATİH 5: Daha da şiddetli bir ceza vermek istediğinde, bir kasap misali, insanların koyun gibi bacaklarından astırır. Kurbanın bağlı ellerinin arasından kalın bir kiriş geçirilir. Böylece kıpırdayamaz olur. Sonra kafasına kadar derisi yüzülür. Sonra boynu ve elleri kesilir. Ama bu öyle bir biçimde yapılır ki, kafa ve eller deriden ayrılmaz. Sonra deri yıkanır ve içi samanla doldurulduktan sonra, ayaklar dikilir. Böylece içi doldurulmuş deri, normal ve sağlıklı bir insan görüntüsü verir. Bir mızrağın sapına geçirilerek havaya kaldırılır. Fatih Sultan Mehmet bunu özellikle hor gördüğü talihsizlere yapar. Bunlar dışında Hurifileri diri diri yaktırmıştır. Kaynak: Ali Yıldırım-Osmanlı Engizisyonu
·
149 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.