Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Bu noktada Nabokov’un dehası hakkında hüküm vermek mümkün olmayabilir ama Nabokov’un kendisi, böyle hükümler vermeye gayet hevesliydi. Ömrü boyunca, diğer yazarlarla alay etmekten vazgeçmemişti: T.S. Eliot’a “dolandırıcı ve sahtekar” demişti; “karakterleri günah işleyerek İsa’yı bulan” Dostoyevski’nin, alabildiğine basmakalıp ifadelerle, İncil’e dair laf ebelikleriyle dolu metinler yazan Faulkner’ın ve melodramatik, berbat bir tarzı olan Pasternak’ın ahlaki vaazlarını küçümsemişti. Aynı şekilde Hemingway, Henry James, Balzac, Ezra Pound, Stendhal, D.H. Lawrence, Thomas Mann, Andre Gide, Andre Malraux, Jean Paul Sartre ve bir grup olarak kadın yazarları ciddiye almıyordu. Nabokov, kendisi bazen itiraz etse de, sanat için sanatı simgeleyen bir insan haline gelmişti: Hikayenin biçimsel ihtiyaçlarını her tür ahlaki kaygının önünde tutan müstehzi bir deneyci.
·
160 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.