Kitapları ipek siyah bir pijama giymiş ve ayaklarımıza yeşil oje sürmüş olarak bir şezlonga uzanıp okumamız gerektiğini herkes bilir. Dileyenler bu şezlongu bir çöp tenekesinin ya da bebek arabasının üstüne de yerleştirebilirler. Ya da Salvador Dalí veya Ahmet Hâşim değilsek ve kendimize yapay delilikler ve eziyetler bulmamızı gereksiz kılan gerçek delilikler ve eziyetler içindeysek, bunlardan bir an için kurtulup avunabilmek amacıyla dilediğimiz kitabı dilediğimiz yerde okuyabiliriz. Önüne geçmesi güç başka arzular gibi, belli bir kitabı okuma arzusu da bizi neredeyse her yerde bulabilir ve gene neredeyse her yerde tatmin edilebilir.