İbrahim aleyhisselam gibi taştan putları kırarız zannediyoruz. Heyhât! İbrahim aleyhisselam can korkusu, rehavet, dünyevi şehvet ve zalime itaat putlarını kırmasaydı o taştan putun boynuna o baltayı asabilir miydi? Ateşe mancınıkla atılmayı göze almadan Nemrud'a isyan bayrağı çekebilir, "Ya Hakk!" diye tüm taştan putları yerle yeksan edebilir miydi?
Biz istiyoruz ki, taştan putu kıralım ama ateşe de atılmayalım. İstiyoruz ki, baltayı heykelin boynuna asalım ama pofuduk koltuklarımıza gömülerek göbek şişirme rehavetimizden de geri durmayalım. Bu modernite putunu İbrahimce kırarız diyoruz; çok güzel, tamam. Ama Nemrudların karşısında el pençe divan da duruyoruz. Yusufça zindanlara düşeriz diyoruz ama yastıklarımıza yumuşacık elyaf da dolduruyoruz. İsmailce candan geçeriz diyoruz ama tatlı canımızı kuş tüyü sıcacık yorganlara da sarıyoruz.
Musaca zalime kıyama dururuz diyoruz ama bir zalimcik görsek kekelemeye de başlıyoruz. Ateşlere atılmadan, Nemrudların hışmına uğramadan İbrahimce put kırılmaz! Kızıldeniz'e varmadan Musaca zalim devrilmez! Bıçak altına girmeden İsmailce candan geçilmez! İsmailce, Eyyubca, Yusufca, Musaca olunmadan İbrahimce olunmaz! Salât ve selâm üzerlerine olsun...