#borisvian Fransız yazar, şair, çevirmen, senarist, gazeteci, müzisyen, sinema oyuncusu ve aynı zamanda maden mühendisi. Kısa ömrüne birçok mesleği sığdırmış olan yazar, beyaz perdeye aktarılan “Mezarlarınıza Tüküreceğim” filminin galasında kalp krizi sebebiyle 39 yaşındayken hayatını kaybetmiş. Vian, varoluşçu felsefeyi (egzistansiyalizm) benimseyen yazarlar arasında anılıyor. Varoluşçu felsefenin en güzel yanı, gerçek hayatta asla kabullenemeyeceğin kişilikleri anlamanı sağlaması. Kitabın antikahramanı da böyle biri; o bir suçlu ama onun yaşadıkları da kabullenilebilir gibi değil. #mezarlarınızatüküreceğim popüler roman kategorisine girebilecek türden bir roman. Merak unsurunu kitap sonuna kadar koruyor ve abartılı derecede erotizm içeriyor. Hikayede karakter yok, erkek ve kadın olmak üzere iki çeşit tip var. Her iki tipin ortak yönü cinselliğe düşkünlükleri; ayrıldıkları yönler ise erkekler şiddete meyilli ve kurnaz; kadınlar ise son derece saf ve baştan çıkarılabilir. Kitabın başında kitapçıda çalışan roman kahramanı iyi kitaplara değer verilmediğinden, ucuz romanların daha çok sattığından yakınıyor. Aslında kurgunun bu parçası, yazarın hakiki serzenişi. Olay örgüsü beyaz-siyah çatışmasına dair önemli bir insanlık suçuna parmak basmasıyla değer kazanıyor. Yazar yirmi altı yaşındayken 3 roman birden yazmış. Bunlardan #günlerinköpüğü ve #pekindesonbahar ‘ı kendi ismiyle yayımlamış. Bu eserler eleştirmenler tarafından edebi değeri kıymetli bulunan romanları. Aynı yıl muhtemelen para kazanmak için takma isimle yazdığı üçüncü romanı ise #mezarlarınızatüküreceğim . Bu roman çok satmış fakat sonrasında “ahlaki değerlere hakaret ve erotizmin aşırı gerçekçi betimlenmesi” nedeniyle hem yasaklanmış hem de Vian’ın para cezasına çarptırılmasına sebep olmuş (Bir de bizim Ahmet Mithat Efendi Fransızları ahlaksız diye yerden yere vuruyordu ). Son romanı #yüreksöken ‘i yazdıktan sonra müziğe yönelmiş ve bu sefer de “Asker Kaçağı” isimli şarkısı yasaklanmış (Yazar, belli ki rahatsızlık vermeyi seviyormuş ) Konusu (Spoiler!): Afrika kökenli ancak dış görünüşü bir beyazdan farksız olan Anderson, yaşadığı şehirden uzak bir kasabaya giderek orada bir kitapçıda çalışmaya başlar. Anderson kökenini gizli tutarak -kendisi gibi olanlardan nefret eden- beyazlarla arkadaşlık etmeye başlar. Kitabın ilk başında Anderson’ın kardeşinin başına bir felaket geldiğini anlıyor fakat bunun sebeplerini sonlara yaklaşırken öğreniyoruz. Beyaz bir kızla karşılıklı aşk yaşayan kardeşi, kızın ailesi tarafından linç edilir. Anderson’ın bir okulda öğretmenlik yapan abisi de beyazlar tarafından şiddete maruz kalarak evini, işini terk edip uzaklara kaçmak zorunda kalır. Kaçmadan önce babalarının kendi elleriyle yapmış olduğu ve bu yüzden manevi değeri yüksek olan evi de beyaz adamlara kalmasın diye yakarak gider. Anderson, tanıştığı beyazlarla cinsiyetine bakmaksızın c*nsellik yaşamaya başlar. Sonunda köklü ve zengin ama Afrikalılardan nefret eden bir ailenin iki kızını birden kendine aşık eder. Kızların evden kendisiyle kaçmasını sağladıktan sonra onlara şiddet uygular ve onları öldürür. Ancak kızlardan biri son anda kuşkulanıp polise haber verir ve polis de Anderson’ın hayatına son verir.

Mezarlarınıza TüküreceğimBoris Vian · Akyüz Yayıncılık · 19891,566 okunma

·

143 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.