Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

168 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
2022 (Pars) yılında okuduğum 60.betik [Sarıca ayının 2.betiği]
Hakan Bıçakçı alışılmadık konu, kahraman ve olay örgüleriyle yine bizi başka zeminlerde yolculuğa çıkartmış. Okuması kolay gibi görünen ama biraz üzerinde durarak okunduğunda çok da kolay olmayan hikayeler bunlar. Bildiğimiz absürt tarzın dışında ve arka kapakta vurgulandığı gibi "tuhaf" hikayeler. Genelde rüya- gerçek arasında gidip gelen hikayeleri benzerlik taşısa da kendi içerisinde bağımsız tatlar taşıdığı için onu psikolojik gerilimin önden gelen yerli kalemdir. Kendini okutmayı alışkanlık haline getirme yetisine iyedir, Herkesin karanlığa gömüldüğü hikayenin kahramanının ihtiyari olarak karanlığı seçmesi gibi tuhaflıklar. Kişiyi aydınlatan bilgeliğin çevresindekilere (b)ulaştırılamaması ve faydalandırılamaması halinde, çaresizce cehaletin mutlu karanlığına karışmak. Bu sağırlık hepimizin bir noktada vardığı o boşvermişlik değil mi? Kitabın başında yer alan notta belirtildiği üzere, kitapta yer alan 27 öyküden 15’i daha önce, Oğlak Yayınları tarafından basılmış olan Bir Yaz Gecesi Kabusu kitabında yer almış ve bu kitapta yer almadan önce gözden geçirilmiş. Diğer 12 öykü ise ilk kez yayınlanmış. Her biri birbirinden ilginç aslında, pek öyle sıradan hikayeler, sıradan konular değiller. Öyküleri okurken bir çizgi roman okuyormuşsunuz da resimleri eksikmiş hissi yaratıyor, dili oldukça sade, düz ve akıcı. Paranoyalar, kabuslar, korkular, kasvet, hezeyan, iç sıkıntısı... Hikayelerin ana ekseni bunlar. Psikolojik sorunlu karakterler ve gerçeküstü hikayeler. Bazı hikayelerin sonu çok başından belliydi, bazı hikayeler pat diye gereksiz bir sıradanlıkla bitti, bazı hikayeleri ise okurken sıkıldım. Aslında sıkıldım yanlış bir açıklama olur çünkü hikayeler neredeyse 3-4 sayfa uzunluğunda, sıkılmaya vakit bulamadan bitiyor, ona rağmen bittiğinde bu neydi şimdi dediğim hikayeler oldu. Uykular, kabuslar, hayaller, Deja vu’lar, sanrılar, hayal güçleri iç içe günlük, sıradan yaşamların içinde, hepsi kısa öykülerin içine sığışmış. Bu öyküleri okurken aslında kendinizde eksik yanı yani cesareti hatırlamaya çalışıyorsunuz. Hayatın içinde var olma yarışına daha sımsıkı sarılıyorsunuz. Böylece sıradanlaşan, depresifleşen ve anlamsızlaşan hayatlarımıza yeniden canlılık geliyor. hayat hep son sözü söyler ama bizim de arsız duygularımızın ve cümlelerimizin olduğunu hatırlatıyor bir psikyatris edasıyla Bıçakcı. İncelemeyi yazarken alıntılama yaptığım okurlara sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Ayrıca sürekli öykülerinde pop müziğimizin eserlerini küçümseyen cümleler resmen gözüme batıyor. Kuzum madem bu kadar rahatsızsan Kingston Blader adıyla İngiltere'ye yerleş ve oradaki şarkılarla nirvanaya rahatlıkla ulaşırsın. Pop müziğimizin hakkındaki düşüncelerine hem fikir değilim. Ayrıca yabancı şarkıları reklam etmek bana kültür kabalığı olarak geldi çünkü herkes senin ve diğer kalemler gibi yabancı müzik meraklısı değildir. Biraz bizden olan eserlere yer verirsen incilerin dökülmez. Beğendiğim bu öykü seçkisini okumanızı tavsiye ederim çünkü Türk Psikolojik Gerilim Edebiyatı tanınmasına vesile olmak istiyorum. #BetikEli #Küre #BenTekSizHepiniz #İletişimYayınları #Kitapyorumu #ÖyküSeçkisi #DurumÖyküsü #OlayÖyküsü #PsikolojikGerilim #Kabuslar #DepresifDavranışlar #Rüyalar #KitapTavsiyesi #KitapTutkusu #KitapOkumakÇokGüzelŞeydir #OkudumBitti #Bookstagram #Bookstagramer
Ben Tek Siz Hepiniz
Ben Tek Siz HepinizHakan Bıçakcı · İletişim Yayıncılık · 2017288 okunma
·
158 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.