Korku, aşk kadar yüce bir duygu. İnsanı diri tutan ya da çöküşüne neden olan iki duygu! Aşk ve korku. Kimi zaman birbirine bağımlı kimi zaman bağımsız birbirinden.
Stefan Zweig, duyguları harika aksettiriyor, diğer kitaplarında da bu durum gözler önünde.
Korku duygusu benim içimde çokça var olan bir duygu olduğu için, okurken anlatılan korkuyu, hiçbir suçum olmamasına rağmen ben de iliklerime kadar hissettim. :)
Bir kafede ya da restoranda kesinlikle sırtımı duvara veririm, asla bilinmeyene karşı dönmem sırtımı. Bende böyle bir korku var. Asansör, sessizlik, zifiri karanlık ya da kaybetme korkusu...
Ama bu kitap benim korkularımı anlatmıyor, Bayan İrene'nin korkusunu anlatıyor. Enfes bir tat bırakıyor kitap. Korku hissini yaşatmak amacına başarıyla ulaşmış. Korku kitapta vücut bulmuş.
Korku daha güzel nasıl anlatılabilirdi ki?