Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

172 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Beni bekleyen merak ettiğim bir distopyayla devam ettim bugünkü pazar okumalarıma. Öncelikle beni çok karamsar bir dünyanın beklediğini biliyordum. Bolca kötülük, bolca kaos, düşüncelerinizi harekete geçirecek, soğuk duş etkisi yaratıcak, beyin fırtınalarına sebep olacak bir kitap olduğunu söylemem gerekir bir kere. Saf kötülük nedir önce bunu öğreniyoruz. Başlarken akıllara zarar bir üslup, iğrenç suçlarla dolu bir dünya tasviri... Dostoyevski Suç ve Ceza kitabında suçun toplumsal aksaklıkların bir sonucu olduğunu, kişinin saf kötülük ya da yüzde yüz suçlu olmasının mümkün olmadığını, insan yaradılışının masum ve temiz olduğunu çok güzel işler. Böyleyken bir de saf kötü dediğimiz insanlar var. Hayalleri bile kan dökmek, acı vermek üstüne. Daha çocukken kırıp dökmeye meyilliler. Kötülükten zevk almak, kötülük için yaşamak... Onların fıtratı bu... Burda şöyle bir şey düşünürken buldum kendimi. Kötü de olmak zorunda. Çünkü bu dünya öyle yaratıldı. Birileri kötü olarak var edildi. Çünkü sınavımız böyle. Önce gerçek kötülüğü gördük öyle başladık. Toplumsal sorunların var ettiği kötülüğü de gördük, tedavisi ve belki de affı mümkün olabilecek suçları, bu tartışılabilir. Sonra bununla nasıl başa çıkıcaz? Napıcaz? Dünyanın, kötü insanlarla dolu olduğunu, kötülüğün her zaman cezasız kaldığını, hiçbir sistemin bunu durdurmak için kâfi olmadığını, siyasetin koltuk sevdası olduğunu, herhangi bir adaletin mevcut bulunmayacağını düşünmek mümkün mü? Böyle bir distopya çizmek bizim aklımıza aykırı değil mi? Akıl ki her şeyden üstündür. Bunlarla savaşmak boyun eğmemek kontrol altında tutmak için en etkili yolun bulunmasını sağlar, sağlamalıdır da... Yazar çok distopik bir yol çiziyor. İnsanları deneyle iyiliğe koşullandırma ve topluma kazandırma...Aynı zamanda sorgulatıyor. Diyor ki seçme hakkını elinden alsak sadece iyiliğe odaklı otomatik birer makinaya çevirsek hiç kötülük kalmasa ne olur? Gene kendisi cevaplamış, insanlık demek seçme hakkını elinde tutmak demektir. Ben kötülüğü ve iyiliği seçemezsem ne anlamı var benim insan olarak varlığımın? Okuduğum en etkili beyin fırtınası... Kötülük ve irade gücü muaazzam işlenmiş bir kere. Kabul ediyorum üslup tırmalıyor ama kötülük de kafiyeli cümlelerin arkasında bu kadar gerçekçi durmazdı bence. Okuyun, okutturun... Mutlu pazarlar :)
Otomatik Portakal
Otomatik PortakalAnthony Burgess · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 200991,7bin okunma
·
462 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.