Yazar klasik yönteminden bu kitapta da vazgeçmedi fakat böyle olacağını bildiğim için pek de bir hayal kırıklığı yaşamadım. Gelgelelim malum şüpheli sayesinde ortaya çıkan yeni sırlar da ilgimi çekmeyince biraz tadım kaçtı. Kitabın akıcılığı gayet iyi, bunda bir sorun yok ama heyecan ve gerilim dozu öteki kitaplara nazaran düşüktü.
Beni bir tık geren hatta sinirlendiren başka bir olay yaşandı ama neyse ki işler sarpa sarmadan çözüldü. İlk kitaptan beri bu Yalan Oyunu olayına sinir oluyordum, bir de üstüne bu oyun yüzünden ortalık karışsaydı gerçekten inanılmaz kızacaktım. Korktuğum başıma gelmediği için mutluyum.
31 Ağustos'un bu kadar sansasyonlu bir gün olması mevzusu da abartılı olmaya başladı. Yani her şey mi o gün olur? Yazar şu an, hikâyenin gizemini diri tutmak ile saçmalak arasındaki o ince çizgide bana kalırsa. Ve en çok korktuğum da ters köşe yapacağım diye sevdiğim bir karakteri harcaması ihtimali. İnşallah böyle bir durum olmaz.