Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

“Gönüllülük” Meselesi ve Esirlerin Sınıflandırılması Türkistanlı savaş esirleri için Alman Ordusunda çalışmak veya savaşmak için “gönüllü olmak”, muğlâk ve tartışmalı bir konu olarak kalmıştır. Almanlarla “işbirliği yapanlar", bunun sebebi ne olursa olsun, gerçekten gönüllü olmalarına bakılmaksızın, resmî olarak "gönüllüler" diye adlandırılacaklardır. Bunların her birinin Almanlar tarafından kendileri yararına çalışmaya veya Alman saflarında savaşmaya zorlanıp zorlanmadıkları tam olarak bilinememektedir. Ancak açık olan şudur ki, birçok Türkistanlı savaş esirinin hatıratına göre, savaş esirleri daha çok kamplardaki açlık, salgın hastalıklar, soğuk hava gibi zorlu yaşam şartlarından kurtulmak için Alman saflarındadır. Bazı durumlarda ise, Sovyet komutanların Kızıl Ordu'daki askerlere karşı tutumları o kadar kötü olmuştur ki, bu askerler Kızıl Ordu'dan kaçarak Almanlara teslim olmuşlardır. Bu örneklerde, Alman tarafına geçişte gerçek manada bir gönüllülük olduğunu iddia etmek zordur. Bazı Rus tarihçiler, Alman esir kamplarındaki Sovyet savaş esirlerinden çok azının Alman Ordusunda gönüllü olmak için kendiliğinden başvurduğunu öne sürmektedirler. Örneğin, yukarıda da bahsi geçen Polonya'daki Częstochowa esir kampında, tüm savaş esirlerinden sadece beşi gönüllü olmuştur.” Ancak yine de, kendilerine yönelik etkili Alman propagandası sayesinde azımsanmayacak sayıda Türkistanlının Kızıl Ordu saflarından doğrudan Alman Ordusu tarafına geçtiği de bilinmektedir. "Gönüllülük meselesi" ile ilgili ilginç bir ayrıntı, Hüseyin İkram Han'ın hatıralarında aktarılmaktadır. İkram Han'ın birliğinin de içinde bulunduğu Sovyet kuvvetleri, Almanlar tarafından Donetsk'te, 20 Haziran 1942'de yenilgiye uğratılmıştır. İkram Han'ın üst komuta kademesi ile irtibatı kesilir. Bir süre saklandıktan sonra başka çareleri olmadığını anlayınca, İkram Han'ın tüm birliği Almanlara teslim olur. Bu örnekte, askerler teslim olurken hiçbir şekilde gönüllü değillerdir. Şartlar onları Almanlara teslim olmaya zorlamıştır. Savaş sırasındaki Alman propagandası da burada önemli bir rol oynamıştır. İkram Han, "Alman propaganda arabalarının” Rusça yaptıkları anonslarla Sovyet askerlerini Almanların savaşın galibi olacağı yönünde ikna etmeye çalıştıklarını anlatmaktadır. Yine propaganda arabaları Sovyet askerlerine, gönüllü olarak Alman saflarına katılmaları için telkinlerde bulunmaktadır. Bundan başka, uçaklardan atılan Alman propaganda pusulaları da Kızıl Ordu askerlerine teslim olmaları tavsiyesinde bulunmuştur. Alman Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Kıdemli Orgeneral Franz Halder'in Güney Ordular Grubu içinde (Heeresgruppe Süd) Doğu Lejyonlarının (Ostlegionen) kurulması yönünde 2 Haziran 1942 tarihli bir talimatı bulunuyordu. Bu talimat, “gönüllülük” meselesi ile ilgili herhangi bir detay vermediği için, bu meseleyi çözmekten çok uzaktı. Almanlar bu meseleyi kendi açılarından, bir dereceye kadar, 162. Piyade Tümeni Komutanı Von Niedermayer'in 4 Temmuz 1942 tarihli talimatları ve buna benzer başka emirler ile çözmüştür. Bu talimatlara göre, Ukrayna'da diğer savaş esirlerinden ayrılmış bulunan Türkistanlı, Tatar ve Kafkasyalı savaş esirleri Horol ve Lubni'deki "lejyon toplama kamplarına" gönderilecekti. Buralarda esirler, milliyetlerine göre "azami dikkat ile" ayrılacak ve tıbbi muayeneden geçirilecekti. Ayrıca, 28 yaşına kadar sağlıklı ve güçlü tüm erkekler "Kategori A" olarak ayrılacak, daha yaşlı ve sağlıksız olanlar ise "Kategori B"ye dâhil edilecekti. Kategori B'deki savaş esirleri, rezerv birlikleri ile çalışma birliklerine yerleştirilerek teknik elemanlar olarak kullanılacaktı. Dolayısıyla Almanlar, Kategori A için seçilmiş savaş esirlerini kendilerince "gönüllü” olarak kabul etmişlerdir. Bu durumda, diğer kategoridekilerin Alman Ordusu emrinde Sovyetler Birliği'ne karşı savaşmaya gönüllü olmayanlardan oluştuğu söylenebilir. Buna benzer bir uygulama da Polonya'daki savaş esirleri için yapılmıştır. Vzvarova'nın aktardığına göre, Sovyet savaş esirlerinden Rus asıllı olmayan üç yüz elli kişi seçilerek Legionowo’ya Kategori A kodu ile gönderilmiştir. Kalanlar ise Kategori B olarak kamplarda bırakılmıştır. . İlerleyen günlerde Kategori B’dekiler de Legionowo'ya gönderilecektir. Sovyet vatandaşı savaş esirlerinin büyük çoğunluğu, gerçekten gönüllü olup olmadıklarına bakılmaksızın, Alman Ordusunun hizmetine alınmıştır. Bununla birlikte, kamplara yerleştirildikten sonra bazı sabık Kızıl Ordu askerlerinin kamp dışında yaz günlerinde, şeker kamışı toplamak gibi işlerde gönüllü oldukları bilinmektedir. Ancak esirler, dondurucu kış şartlarında kampa kömür ve odun taşıma işlerinden özellikle kaçınmaktaydılar. Zira birçoğunun ayağında doğru düzgün ayakkabısı ve kendilerini sıcak tutacak kıyafetleri bile yoktu. Yine de banyoda, mutfakta, vs. yerlerde çalışan savaş esirleri ayrı bina ve odalarda kalabiliyorlardı. Bu durum, onlar tarafından bir "ayrıcalık” olarak algılanıyor ve çoğunun Alman Ordusunda gönüllü olmak için başvurmalarında önemli rol oynuyordu.
49 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.