Gönderi

Basının siyasi, içtimai ve ahlaki sorumluluğunun olduğu konusunda herkes hemfikirdir. Ortaya çıkış amacı halkı bilgilendirmek olan basın, (Nurettin Topçu'ya göre gazete halkın mektebidir) çoğunlukla siyasi iktidarların etkisi altında kalmış ya da siyasi iktidarları etkisi altına almaya çalışmıştır. Tarihsel süreç içerisinde tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de bu döngü her zaman için kendini göstermiştir. Özellikle de Cumhuriyetin ilk yılları ve tek parti döneminde basın, doğrudan ve dolaylı bir şekilde baskı altına alınmış, siyasi iktidarlar tarafından istenilen şekilde kullanılmıştır. Çok partili hayata geçiş ve DP’nin iktidara gelmesiyle birlikte basın önemli kazanımlar elde etmiş ancak bu defa da kendisi iktidarı kontrol altına almaya çalışmıştır. DP iktidarının son döneminde özellikle basın kuruluşları, siyasi iktidara karşı çıkarları doğrultusunda tavır sergilemiş, 27 Mayıs 1960 darbesi tetikleyicilerinin başında yer almıştır. Buradan hareketle hem CHP hem de DP iktidarı döneminde basının siyasi iktidarla ilişkileri incelendiğinde iyi bir sınav veremediğini söylemek mümkündür. Basının genel durumu hakkında bunları ifade etmenin yanında sorumluluğunu yerine getirmeye çalışmış, bunu gerçekleştirmek adına bedel ödemiş basın kuruluşları da az olmakla birlikte mevcuttur. Dönemin siyasi yapısı içerisinde bunlardan bazıları kendilerini sağ ve sol ideoloji çerçevesinde konumlandırarak bu doğrultuda yayın yapmıştır. Birçoğu siyasi iktidarlara karşı milletin hakkını savunmak yerine, kökü dışarıda ideolojilerin uzantısı gibi davranmaktan öteye gidememiştir. Yukarıda incelenen Serdengeçti dergisi ise tüm bu değerlendirmelerin dışında bir yapıya sahiptir. Dergi ne iktidarın baskısına boyun eğmiş, ne de iktidarı kendi etkisi altına almaya çalışmıştır. Milletin (dönem itibariyle Anadolu’nun) sesi olmaya çalışmış ve bunu büyük ölçüde başarmış olan dergi, iktidarlara karşı hep halkın yanında yer almış, uygulamalara karşı da halkın tepkisini ortaya koymuştur. Gerçek anlamda milletinin sesi olabilmiş dergi, çıktığı dönemde siyasi iktidarlar tarafından etki altına alınmaya çalışılmış, bu gerçekleştirilemeyince baskı uygulanmış, çok defa toplatılarak kapatılmıştır. Dönem itibariyle gazete ve dergiler siyasi iktidarlar tarafından başta örtülü ödenek olmak üzere doğrudan ve dolaylı bir şekilde desteklenirken, Serdengeçti dergisi, yayın politikasından ödün vermemek için ilan dahi almayarak zor imkanlarla çıkmış, her zaman milletin yanında yer almıştır. 15 yıllık süreç içerisinde 33 sayı çıkan Serdengeçti dergisi, Türk basın tarihinde ‘özgür basın’ olmanın gereğini yerine getirmiş, buna dönük iyi bir sınav vermiştir. Bu dergiyi çıkartan Osman Yüksel ise gerçek bir entelektüel olarak, dünyevi kaygılarla arasına mesafe koyabilmiş simgesel bir şahsiyet olmuştur. Basının baskılar ve ilanla sansürlendiği ve hükümet ile rejim aleyhinde yazı yazmanın yasaklandığı bir dönemde Serdengeçti dergisini çıkartarak inandığı değerler uğruna mücadele eden, bunun sonucu olarak 92 kez hakkında dava açılan, 8 defa tutuklanan, tabutluklarda yatan Osman Yüksel ve ona ismini veren Serdengeçti dergisinin haklı bir beklenti olarak tanıtılması, genç kuşaklara anlatılması gerekmektedir. Serdengeçti dergisi, geçmişte olduğu gibi günümüzde de başta siyasal iktidarlar olmak üzere, ekonomik güç odakları ve belirli çevrelerin etkisi altında kalan basın sektörü temsilcilerinin özgür gazetecilik için örnek alacakları bir yayın hayatı sürdürmüştür.
·
60 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.