Bir gece otobüste yanımda oturan hicab giymiş genç bir rehber tesadüfen işgalin son günü öldürülen nişanlısından bahsetti ve sözlerini öğrencilerime hiç ağlamadan bakarak bitirdi. Bu bakış ne bir suçlama ne de merhamet dilenme idi. Sanki İsrail'in düzenli tahribatı insanların artık alıştıkları bir doğal afet gibi yaşanıyordu; sanki Gazze kasırgaların ortasındaymış gibi. Tek bir farkla, Gazze'de her mevsim birer kasırga mevsimiydi. Tel-Aviv'in klimali ofislerinde oturan bazı çılgın zihinler yaptıkları sayısız "operasyona" şairane isimler icat ediyorlar. Neden onlara bir kez olsun birazcık gerçeklik ekleyip de "Attila Operasyonu" "Cengiz Han Operasyonu" veya "Vandallar Ordusu Operasyonu" demiyoruz?