Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

161 syf.
·
Puan vermedi
BÜTÜN ŞİİRLERİ-SABAHATTİN ALİ
Roman yazdı: Harikaydı Hikaye yazdı: Harikaydı Eleştiri yaptı: Harikaydı Övdü: Harikaydı Sövdü: Harikaydı Ve şimdi de şiir yazdı. Veee sonuç değişmedi. HARİKAYDI. Bu adam ya da kalemlere fısıldayan adam mı deseydim bir harika dostum. Neredeyse tüm kitaplarını okudum ve bir tanesi bile mi sıkıcı olmaz mübarek herif! Adam ne yazsa güzel. Sabahattin Ali, kendisine en çok hayranlık beslediğim Türk yazardır. O, içimizdeki kimsenin görmesini istemediğimiz ve sadece bize özel olduğunu hissettiğimiz en hassas duygulara, bizden daha nazik bir şekilde dokunup önümüze servis etmiş bir yazardır. Bundan sebeptir ki, çok uzun süre sitedeki "Beğendiği Yazarlar" kısmımda ondan başkasına yer vermedim. Tabii daha sonra yine kendisine hayranlık beslediğimi fark ettiğim bir başka yazarla daha tanışınca listem iki kişiye çıkmak zorunda kaldı. Sabahattin Ali, Türk Edebiyatı'nda öyküleri ve romanlarıyla tanınan ve sevilen bir yazardır. Fakat sanılanın aksine, Sabahattin Ali edebiyata öykü veya romanla değil, şiirle girmiştir. Hatta yazdığı bir şiir yüzünden hapse dahi girmiştir. Görüleceği üzere, -mizahi olarak söylüyorum- Sabahattin Ali, büyük yazarlarda olması gereken en önemli özelliklerden biri olan, "yazdıkları yüzünden hapse girmek" özelliğini de haizdir. Sabahattin Ali her ne kadar edebi hayatına şiir yazarak başlamışsa da daha sonra ona asıl ününü kazandıran öykü ve roman yazımına yönelmiştir. Tabii Sabahattin Ali'nin şiirlerinden oluşan bu kitabın incelemesinde onun öykü ve romanlarından bahsetmek doğru olmaz. O yüzden konuyu dağıtmadan şiirlerinden bahsetmek gerek. Sabahattin Ali'nin şiirlerini değerlendirirken, yaşadığı dönemin edebi özelliklerini göz ardı etmemek gerekir. O dönemde şairler genellikle "hececi şiir" biçimini kullanmaktadırlar. Sabahattin Ali de hececi şiirin içerisinde yer alarak ilk dönem eserlerini bu şekilde vermiştir. Şiirlerinde 5'li, 7'li, 8'li, 11'li, 13'lü, 14'lü hece kalıplarını kullanmıştır. En meşhur şiirlerinden biri olan "Hapishane Şarkısı" şiiri de -bilinen ismiyle Aldırma Gönül şiiri- 8'li hece kalıbı kullanılarak yazılmıştır. Terkib-i Bend tarzında şiirleri de bulunmaktadır. Fakat bu şiirleri daha çok arkadaşlarıyla şakalaşmak veya eğlenmek amacıyla yazmıştır. Bu şiirlerinde hep arkadaşlarının ismini geçirmiş veya onlara ithaf etmiştir. Sabahattin Ali'nin Terkib-i Bend tarzında şiirler yazması, onun halk şiiri dışında Divan Edebiyatı'na da ne kadar hakim olduğunu göstermektedir. Şiirlerinde kullandığı temalar, daha çok insanın bizzat kendisiyle ilgili temalardır. Aşk, yalnızlık, umutsuzluk, karamsarlık, insanlardan kaçma isteği, ölüm gibi temalar onun şiirlerinde sıklıkla tercih ettiği temalardır. Şehir hayatından bunalan, insanların ikiyüzlülüğüne dayanamayan, kaçmak isteyen ve çareyi içine kapanmakta bulan Sabahattin Ali, şiirlerinde de bu temaları sıkça işlemiştir. Yine şiirlerinde sıkça "rüzgar", "dağ" ve "deniz" kelimelerini kullanmıştır. Bu kelimeler onun içindeki özgürlüğün, insanı sınırlayan bağlardan kurtulma isteğinin, kabına sığamamanın simgeleridir... Düşündünüz mü hiç, bunca yoğun şehir hayatı içinde neden dağlara, denizlere, rüzgarlara, doğaya özlem duyuyoruz? Görüleceği üzere, şiirleri onun duygularının dışa vurumudur. Belki de bu yüzden kendi yazdığı şiirleri beğenmez, hor görür ve genellikle yayımlamaz. Hayattayken yayımladığı tek şiir kitabı "Dağlar ve Rüzgar"dır. Onu da yayımladıktan sonra "Dünya'da yaptığı en büyük hatalardan biri" olarak nitelemiştir. Dediğim gibi, belki de içindeki en hassas duyguları bilmemizi istememiştir. Sırf bu yüzden, en beğendiğim dizelerin altını çizsem de onun duygularını yansıtan şiirleri alıntı olarak paylaşmamayı tercih ettim. Bu da benim Sabahattin Ali'ye karşı olan naçizane tek kişilik saygı gösterimdir... Koş şimdi koşabildiğin kadar Sabahattin Ali. Düşünme bizi artık. Deli rüzgarları arkana al. Hiç bakma ardına. Önce dağlara, sonra da denizlere koş. Normalde Sabahattin Ali, romanları ve hikayeleriyle çok bilinir. Kük Mantolu Madonna, Kuyucaklı Yusuf, İçimizdeki Şeytan gibi kitaplarını okumayan yoktur. Ama bu şiir kitabını okumayan çoktur. İşte üzüldüğüm bir konu da bu. Ya şair olarak bilineceksin ya da romancı olarak. Ya da tiyatrocu ya da hikayeci ya da başka bir edebi dal. Hangisi üzerine yapışırsa diğer alanlarda eser versen bile üzerine hangisi yapıştıysa adın anıldığında akıllarda açan ilk ışık o alan oluyor. Sabahattin Ali deyince hemen roman ve hikaye geliyor aklımıza. Ama bu adamın şiirleri de çok müthiş. Yani kesinlikle kesinlikle kesinlikle şiir sevseniz de sevmeseniz de Sabahattin Ali seviyorsanız okumanızı tavsiye ederim. Romanlarında yüzlerce sayfayla anlattı derdini tasasını. Şiirlerinde iki cümleyle anlatmış. Her bir satırı içinize işliyor. Şöyle durup birkaç defa içinizden tekrar ederseniz "ya bu harika bir cümle" diyorsunuz. Kitabında öyle şiir diyip geçebileceğiniz şiirler yok. Adam şiirin her meyvesinden yararlanmış. Adam mesnevi yazmış be. Rubai vardı. Ömer Hayyam mısın be adam? Şarkı bile yazmış. Hatta bazı bazı poetika bile yapmış. Bu tarz şöyle yazılır ya da şöyle yapmalıyım gibisinden. Notları var. Sevdiklerine şiirler yazmış ki bu çok hoşuma gitti. Şiirlerin yazım tarihi günü gününe var. Sabahattin Ali'nin not defterinden alındığı için kendisi atmış tarihleri. Yani tek kelimeyle muazzam. Yazmak için doğmuş, yazmış, yazmak için en son da ölmüş birisi. Türk Edebiyatının en önemli yazarlarından biri bana göre. Şiirlerinde eski ve yeni dili de çok hoş bir şekilde kullanmış. Anlamayacağınız şiirler olacak çünkü eski dil var. Ama yine de güzel. Herkese tavsiye ederim. Kaleminden hüzün akan acıların adamı Sabahattin Ali. Kamyonuna aldığı Ali Ertekin tarafından genç yaşında, diğer arkadaşlarının isimlerini vermediği için vahşice öldürüldüğü söylenen Sabahattin Ali. Beraber gittikleri sırada dinlenmek için, mola verip bir yere oturmuşlar. Sabahattin kitap okumaya başlamış. O da kafasına vura vura öldürmüş. Şiirler Faruk Nafiz Çamlıbel Faruk Nafiz Çamlıbel şiirleri gibi acıyla yoğurulmuş, özlemle pişirilmiş şiirler. Hüzün, isyan, çaresizlik hiç bir kitapta böyle güzel anlatılamadı belkide Kitapta özellikle bir şiir dikkatimi çekti. Hapishane Şarkısı 3 Burda çiçekler açmıyor Kuşlar süzülüp içmiyor Yıldızlar ışık saçmıyor Geçmiyor günler geçmiyor. Ezbere bilmeme şaşırdım. Nasıl olur dedim. Sabahattin Ali'nin bazı kitaplarını çok önceden okumuştum ancak şiir kitabı yoktu aralarında. Ezbere bilecek kadar ne olmuş olabilir. Araştırdığımda çocukluğumu beraber geçirdiğim dayımın hayran olduğu Ahmet Kaya, şarkı olarak seslendirmiş. Daha bir sürü bestelenen şiir var kitapta. Tekrar tekrar tekrar okunası KEYİFLİ OKUMALAR...
Bütün Şiirleri
Bütün ŞiirleriSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 201920,9bin okunma
··
249 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.