İnsanın aklını dolaştıran, başka bir deyişle hissi besleyen, hayali tahrik eden, vehmi zenginleştiren bir söylem, sıhhati ve istikameti olmayan karmaşık bir yumaktır; felsefi bir deyişle retoriktir. İdrake has bir kavram hoşa gitmemeli, korkutmamalı, tasavvur vermeli; idrake iliş¬kin bir önerme hoşa gitmemeli, ürkütmemeli, yargı vermeli. Düşünceden kurulu bir söylem ise idrâki acıtmalı; muhatabını beraberce eğlenmeye değil birlikte yürünecek bir yola davet etmeli. Sofist ile filozofun, cahil ile âlimin en temel farkı budur; birisi kavramlarla heyecan veren hayaller çizer, diğeri tasavvurlar üretir; birisi cümlelerle vecizeler yaratır; diğeri yargılar kurar. Birisi çölde dolaştırır serabın yarattığı vahalarla oyalar; diğeri bir şehre/medîneye ulaştırır; vâkıayla, hakîkatle muhatap kılar.