Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Her şeyini topladı ve bitkin bir halde kendini divanın üzerine attı. Aradan ne kadar zaman geçtiğini bilmiyordu. Bir ara gene yerinden kalktı, birkaç boyayı birbirine karıştırıp yeniden çalışmaya başladı. Tam Brüksel'deyken Pietersen'in dediği gibiydi: Vincent, modellerine çok yakın durup çalışıyordu, bu yüzden de eserlerinde perspektif diye bir şey yoktu. Tabloyu yeni baştan ve kirli patates renginde yaptı. İşte kirli masa örtüsü, isli duvar, tavandan sarkan lamba, babasına patates veren Stien, fincanlara kahve boşaltan annesi ve fincanından bir yudum çekmekte olan erkek kardeşi... hepsi oradaydılar. Güneş yükseldi ve odaya hafif bir aydınlık sızdı. Vincent, yerinden kalkmıştı. Son derece sakin görünüyordu. On iki günlük heyecan birden yok oluvermişti. Eserine baktı. Mis gibi patates kokuyordu... Gülümsedi. Nihayet arzusu yerine gelmişti. Brabant köylüsü ebediyen ölmeyecekti. Tabloyu yumurta akıyla yıkadı. Resim kutusunu ve tabloların bir kısmını eve götürüp, annesiyle vedalaştı. Atölyeye döndükten sonra son eserinin altına, "PATATES YİYENLER" kelimelerini yazdı ve onunla beraber en iyi birkaç tablosunu daha alıp Paris'e doğru yola çıktı.
·
38 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.