Beril; mahalle kuaföründe pedikürcü. Dünyanın nimetlerinden ve yaşamın güzelliklerinden nasiplenmek isteyen, filmlerdeki gibi bir aşk hayal eden albenili, lacivert gözlü ve başak saçlı bir kız.
Gül; masumiyetini kaybetmiş bir çiçek. Çarkın dişlilerine yaşamını kaptırmamak için uyum sağlamak zorunda olan " Çöplükteki Mücevher ". Cehaletine, eğitimsizliğine rağmen menfaatsiz, yalın, yüce yürekli bir kadın.
Veren Gül; kadının en büyük düşmanının kadın olduğunu anlamış, elindeki tek bilezik mesleğine ayakları sürüyerek giden, mağrur fakat _bence dimdik_ bir kadın.
İdil; lüks düşkünü,aşırı hırslı ve hırsı uğruna yoluna çıkan her şeyin mübah olduğunu düşünen kibirli bir doktor.
Evren Hancılar; para ve seks düşkünü bir çapkınken saf bir aşığa dönen, yediği vurgunu anlayınca da villadaki başak saçlısına koşan holding sahibi.
Fehime ve Hamza; kendi yaşamlarını şaşaa ve lüks içinde geçirebilmek için genç bir insanın hayatını karartmayı kendilerine hak görecek kadar vicdansız iki yezit.
Sonu beni vuran, kapağını kapattığım andan itibaren günlerce etkisinde kaldığım, yorum olarak ne yazsam az kalacağını düşündüğümden devamlı paylaşımımı ertelediğim bir kitap oldu benim için. Bitirdiğim anda kızlarımı da alarak Eminönü, Karaköy ve Taksim sokaklarında kafamda Beril, Gül ve Veren Gül ile dolanıp durdum. Okuduklarımı iliklerime kadar hissettim.@herayokuyanlarkulubu sayesinde tanıştığım yazarım @ozlemotluoglu nu ve kalemini çok ama çok sevdim. Kadınlarımızı daha iyi anlamak, çevremizde sayısız Beril, İdil ve niceleri olduğunun farkına varmak için sizlerde bu kitabı mutlaka ama mutlaka okuyun .
.