Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

-Halk orada yiyecek ekmek bulamıyorsa, kah­roluncaya kadar çalıştığı halde insanca bir hayat sü­remiyorsa, bunlar benim içime sinmez. Bağazımda dizili kalır. İnan ki mutlu değilim. -Ah bütün aydınlar böyle söyliyebilseler, de­di. Bir bilseniz doktor, halkımız nasıl yaşıyor, ne yiyor ne içiyor.. Korkunç vallahi. Bu kadar ilkel koşullar içinde yaşayan insanlara hiçbir şey öğret­menin imkanı yok. -Biliyorum dostum, yabancı değilim. Bazı hastalar gelir bana, yürekler acısı. Çalışa çalışa bit­miş tükenmiş. Üstelik yoksul, gıdasız.. Ne diyeyim, bu halkın yüzde sekseni hasta. Ya ruhsal, ya beden­sel, mutlaka bir yeri arızalı. Neden bu? Yoksulluk­tan, ağır yaşama koşullarından. - Çok doğru. İnsan uykularını yitiriyor valla­hi. Düşünüyorum, ne yapabiliriz, elimizden ne gelir? - Bence her şey ekonomik güce dayanıyor. Şu ekmekten başlıyor her şey. Senin dershanen okulun, benim hastanem muayenehanem, bununla yakından ilgili. Ekmek olmadan hiçbir şey yapılamaz. Her şey havada kalır. - Doğru ama ne yapabiliriz? Bu konuda halka nasıl yardım edebiliriz? - Valla dostum, bence aydınlara düşen iş hal­ka içinde bulunduğu durumu anlatmaktır. Yoksul­luğunun nedenlerini kavratmaktır. Nasıl eziliyor, nasıl sömürülüyor, nasıl aldatılıp yoksul düşürülü­yor... - Ben anlatıyorum bunları. Hiçbir etki yapmıyor. Adam günlük ekmeğinin peşinde. Onun için yakın çıkarları daha önemli. Biri on lira verdi mi reyi onun. Birisi yüz liralık bir çıkar sağladı mı onun kulu kölesi. - Evet. Açmazımız burada. Ekonomik gücü elinde bulunduranlar halkı diledikleri yere sürebili­yorlar. Nedeni bu. Şu anlatılamaz mı acaba? «Sen böyle gözü kapalı gittiğİn için sömürülüyorsun. Onun için fakirsin. Senin hakkın aslında bu değil. Bak o seni aldatıyor...» dense? - Valla benim gördüğüm, fazla bir etkisi olmuyor bunların. Çünkü adam yeni duyuyor, ilk söy­leniyor. Ama tersi sözleri yüz kere, bin kere duy­muş. İyice şartlanmış. Ona inanıyor.
·
82 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.