Her şey Werther'in Lotte'yi görmesiyle başlar. Ona karşı büyük bir sevgi besler ama bildiği bir şey vardır o da Lotte'nin bir nişanlısı olduğudur ve bu duruma rağmen Lotte'ye beslediği sevgiden kendini alıkoymaz. Bu sevgisini her geçen gün büyütür ve saplantı* haline getirir. Kitabı okurken hepimiz Werther'in Lotte'ye duyduğu aşkı en yakından gördük, onu dinledik, resmen ruhumuza dokundu. Olayları ve bu aşk üçgenini onun bakış açısıyla yorumladık. Ama Werther değilde bu hikayeyi Albert'in gözünden dinleseydik imrendiğimiz bu aşk acaba bize ne hissettirirdi. Werther'e karşı bakış açımız nasıl olurdu. Sakin kalabilir miydik? Hatta biri sevdiğimi elimden almaya çalışıyor dermiydik? Werther'in durumu saplantı haline getirip kendini yavaş yavaş bitirmesine şahit olmak beni gerçekten üzdü. Herkes Werther'e yardım eli uzatmak, Goethe'nin çok güzel tasvir ettiği o doğada beraber yürüyüşe çıkıp sohbet etmek istemiştir. "Bazı şeylerin bizde eksik olduğunu çok sık duyumsuyoruz, eksikliğini duyduğumuz şey de çoğunlukla bir başkasında varmış gibi geliyor bize, sahip olduklarımızın yanı sıra yüceltilen bir parça gönül huzurunu bile ona layık görüyoruz. Böylece şanslı kişinin, yani bizim hayal ürünümüz olan kişinin hiçbir eksiği kalmıyor." [s.60]

Genç Werther'in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021120,5bin okunma

·

156 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.